Have Has Farkı, Kullanımı ve Konu Anlatımı
Have ve has ifadeleri İngilizce’de en çok kullanılan yardımcı fiiller arasındadır. Have fiili sahiplik, zorunluluk ve birine bir şey yaptırma anlamında kullanılır.
Aslında have fiili yardımcı olarak kullanıldığında birçok fonksiyona sahiptir. Bu makalede özellikle nasıl ve nerelerde kullanıldığını inceleyeceğiz. Bunun yanı sıra have’in diğer bir formu olan has’in ne olduğunu da bu makalede paylaşacağız.
İngilizce’de have has konusunu bilmek hayli önemlidir. Bunun nedeni have ve has’in sınavlarda, günlük hayatta ve diğer durumlarda sık sık kullanılmasıdır.
İngilizcede Have Ne Demektir?
Yukarıda belirttiğimiz üzere İngilizce’de have has yaygın bir kullanım alanına sahiptir. Bu kadar yaygın olmasının nedenlerinden biri auxiliary verb (yardımcı fiil) olarak kullanılmasıdır.
İngilizce’de have daha çok sahip olmak anlamında kullanılır. Eğer bir cümlede kendimizin veya başka bir kişinin bir şeye sahip olduğunu ifade etmek istiyorsak have kullanabiliriz.
Have, bir fiil kategorisine girdiğinden geçmiş, gelecek ve şimdiki zamanlar için kullanılabilir. Farklı zamanlarda kullanılırken have formu değişir. Eğer geçmiş zamanda have kullanarak sahiplik belirtmek istiyorsak had kullanırız. Eğer gelecek zamanda have kullanmak istiyorsak bu sefer will have formunu kullanırız.
Have Has Konu Anlatımı
Have ve has kullanımı genel olarak sahiplik bildirmek ve birine bir şey yaptırmak anlamlarında kullanılabilir.
(1) Sahiplik olarak Have kullanımı
Sahiplik olarak have kullanımı için fiilden sonra have veya has getirilmelidir.
NOT: He/She/It öznelerinde has kullanılır.
- I have two brothers – İki kardeşim var
- You have lots of clothes – Çok fazla kıyafetin var
- We have expensive cars but they are in garage – Pahalı arabalarımız var fakat garajdalar
- He has such a lifestyle that everyone is jealous of him – Öyle bir yaşam tarzına sahip ki herkes onu kıskanıyor
- It has both advantages and disadvantages – Hem avantajları hem de dezavantajları var
Diğer bir have kullanımı ise birine bir şey yaptırmak anlamında kullanılan have has’dir.
(2) Birine bir şey yaptırmak anlamında Have kullanımı
İngilizce’de bu kullanım Causative (Ettirgen) konusunda anlatılır. Eğer bir kişiye bir şey yaptırmak istiyorsak bunu have kullanımı ile ifade edebiliriz.
Özne + have + something (bir şey) + V3 –> Bir şey yaptırılır ama kimin yaptığı belli değildir
Özne + have + somebody (birisi, herhangi birisi) + do + Infinitive – Mastar fiil + something –> Doğal olarak, zorlama olmadan birine yaptırılan işlerden bahsederken kullanılır.
- I had my hair cut for wedding – Düğün için saçımı kestirdim
- He will have his car body checked – Vücudunu kontrol ettirecek
- We could make process if you have control our project and give feedback– Eğer projemizi kontrol eder ve geri dönüş sağlarsan ilerleme kaydedebiliriz
- I had the mechanic fix the car – Tamirciye arabayı tamir ettirdim
- The patron had all the labour workers properly – Patron tüm işlerin saat gibi tıkırdaması için çalışanları uğraştırdı
Have ve Has Farkı Nedir?
Have ve has farkı sadece şekil olarak mevcuttur. Anlamsal olarak herhangi bir fark bulunmamaktadır. Aşağıda have ve has’in hangi öznelere göre kullanıldığına bakalım.
I,You,We,They,You –> HAVE
He / She / It –> HAS
Have Has ile İlgili Cümleler
- We have nearly zero money – Neredeyse hiç paramız yok
- He has many book – Onun bir sürü kitabı var
- I have seven awards – Yedi tane ödülüm var
- She has a very beautiful watch – Çok güzel bir saati var
İngilizce’de Have ve Has Olumsuz Nasıl Kullanılır?
İngilizce’de bir yardımcı fiilin olumsuz halini oluşturmak için not ekini kullanırız. Bu kural çoğunlukla geçerlidir. Have ve has kullanımında ise aynı kural geçerlidir. Have ve has ifadelerine not eki getirilir.
Have + not –> haven’t
Has + not –> hasn’t
Have Has Cümleleri
- I haven’t money – Hiç param yok
- We haven’t seen each other for a long time – Uzun zamandır birbirimizi görmemiştik
- She hasn’t a job for years – Yıllardır bir işe sahip değil
- It hasn’t been true – O doğru değildir
- They haven’t drawn conclusion yet – Hala bir sonuca varamadılar
Soru ve Cevap Cümlelerinde Have Kullanımı
İngilizce yardımcı fiilleri aynı zamanda soru sormak için de kullanılır. Bunun için kural yardımcı fiili başa getirmektir. Has ve have kullanımında ise durum aynıdır. Have ve has başa getirilir.
Have Has Soru Cümleleri Örnekleri
- Have you any debt to a bank? – Bankaya hiç borcun var mı?
- Has he got some money? – Onun biraz parası var mı?
- Have we got enough flour to make a cake? – Kek yapmak için yeterli unumuz var mı?
- Has your brother Phd. degree? – Kardeşinin doktora derecesi var mı?
- Have you driver license? – Ehliyetin var mı? Ehliyete sahip misin?
NOT: Have has soru cümlelerinde got kullanımı da mümkündür. Have got veya has got kullanımı herhangi bir anlam değişikliği meydana getirmez.
Have Kısaltması Nasıl Kullanılır?
İngilizce’de have kısaltması yapılabilir. Bu kısaltma çoğunlukla Amerika’da görülür. İngilizce have kısaltma aşağıdaki gibidir.
I have –> I’ve
You have –> You’ve
They have –> They’ve
We have –> We’ve
NOT: Has fiilinin kısaltması yoktur. He, She ve It’de kısaltılan is yardımcı fiilidir.
- We’ve lots of job to do – Yapacak çok işimiz var
- They’ve bought enough food – Yeteri kadar yemek aldılar
- I’ve heard that song before – Bu şarkıyı daha önce duymuştum
- You’ve made such a big mistake! – Çok büyük bir hata yaptın
- We’ve watched this film recently – Bu filmi son zamanlarda izlemiştik
Have ve Has 3. Hali Nasıl Kullanılır?
İngilizce have has konu anlatımında son başlığımız have ve has’in üçüncü fiil halleri. Have ve has’in üçüncü hali had’tir. Tek bir formu vardır. Geçmiş zaman cümlelerinde kullanılır. Geçmişte sahiplik ifade etmek ve soru sormak için kullanılabilir. Aynı zamanda Present Perfect Tense kullanımı ile yaygındır.
- I had never seen this film before – Bu filmi daha önce görmemiştim
- You had such a brain that you’ve never understood me? – Öyle bir beynin var ki beni hiç anlamıyorsun(!)
- If we had enough money, I would want to go to the France – Eğer param olsaydı Fransa’ya gitmek isterdim
- We had a boring day – Sıkıcı bir gün geçirdik
- He had seven children but they all left their father alone – O yedi çocuğa sahipti fakat hepsi adamı yalnız bıraktı