İngiliz İngilizcesi ve Amerikan İngilizcesi Arasındaki Farklar Nedir? - Wordly

İngiliz İngilizcesi ve Amerikan İngilizcesi Arasındaki Farklar Nedir?


Amerikan İngilizcesi ve ve İngiliz İngilizcesi arasında başta aksan olmak üzere birçok fark mevcuttur. Genel olarak yazı dili aynı İngilizce olsa da bazı sözcükler ve kalıplar farklıdır. Bunları bilmek İngilizce öğrenen bir öğrenci için önemlidir çünkü duyduğumuz İngilizce’nin hangi İngilizce olduğunu anlamamızda bize yardım eder. Ayrıyeten, İngilizce öğrenirken sözcükleri hangi aksanda telaffuz edeceğimiz de büyük önem taşır. İngiliz İngilizcesi r’leri yutarken, Amerikan İngilizcesi r’leri daha baskın söyler. Birçok kelimenin telaffuzu da farklıdır, bu yüzden sesli sözlük kullanarak hangi sözcüğün kullanıldığını görmek gerekir. Bu yazımızda sizlerle Amerikan İngilizcesi ve İngiliz İngilizcesi arasındaki farkları, vocabulary’den tutun da gramere kadar olan ayrıcalıkları sizler için paylaşıyoruz.

Vocabulary (Sözlük) Farkları

Vocabulary yani sözlük kavramı İngiliz İngilizcesi ve Amerikan İngilizcesi arasındaki en bariz farktır. İngilizlerin ve Amerikanların farklı kullandığı bir sürü sözcük vardır. Mesela “patates cipsi”ne British English’ler “chips”, American English speaker’lar ise “french fries” derler. Amerikanlar tatil için “vacation” sözcüğünü kullanırken, Britishler “holidays” demeyi tercih eder. Bunların anlamları aynı olsa da gördüğünüz üzere farklı sözcükler kullanılır. Bir diğer örnek ise, Amerikanlar “apartments” derken, British speakers “flats” demeyi uygun bulur. Bunun gibi yüzlerce örnek vermek mümkündür. Birçok amerikan ve ingiliz, bir metin gördüklerinde farklı bir kelime varsa bağlama bakarak anlayabilirler. Bu, o kadar da büyük bir sorun değildir onlar için.

Collective Nouns (Topluluk Adı) Farkları

Collective nouns “topluluk isimleri” anlamına gelmektedir. Mesela “toplum, sınıf, takım” vesaire topluluk ismine girer, çünkü bir kelimede birden fazla insandan bahsetmektedir. İngilizcede collective nouns kullanırken Amerikanlar ve İngilizler arasında ufak da olsa bazı gramer farklılıkları mevcuttur. Mesela Amerikanlar “the band is good” diyebilirler. Burada bir müzik grubunun iyi çaldığından bahsediyoruz. Yani müzik grubu birden fazla kişiden oluşuyor ama neticede isim “singular” yani tekil. Bu yüzden is kullanıyorlar. Öte yandan, İngilizler aynı cümleye “the band are good” diyebilir. Çünkü bu da mantıken doğrudur: “band” birden fazla kişiyi kapsamaktadır, öyleyse plural çekimleyebilirler. İkisi de doğrudur, yanlış değildir. Ama bize İngilizce öğrenirken genelde tekil sözcüklere tekil çekim yapmamızı söylerler. Tercih size kalmış.

 

Auxiliary verbs (Yardımcı Fiil Farkları)

Gelelim Auxiliary verbs’e , yani yardımcı fiil farklarına. Bilmeyenler için auxiliary verbs ” am, is, are  – have, has – do, does – was, were – did – had” dir. Cümleyi çekimlemekte ve doğru anlamı vermekte yardımcı olurlar. Mesela “shall” sözcüğünü İngiliz İngilizcesi konuşanlar bazen kullanabilir. “Shall” gelecek zaman anlamı taşır. Örneğin “Shall we go now?” diyebilirler. Amerikanlar ise “shall”ı neredeyse hiç kullanmazlar, onun yerine ” Should we go now? ” derler.

Past tense verbs (Geçmiş Zaman Fiil Farkları)

İngilizce’de past tense kuralı oldukça açıktır ama bazen İngilizler ve Amerikanlar arasında fark gösterir. Normalde fiillere -ed takısı geldiğini biliyoruz geçmiş zamanda, ancak İngiliz İngilizcesi konuşanlar “learned” demek yerine “learnt” demeye eğilimlidir. Learnt, burnt, burnt, dreamt ve benzeri şekilde kullanımlar mevcuttur ve bunlar yanlış değildir, yalnızca Amerikanlar -ed takısını tercih ederken İngilizler -t kullanıyorlar.

Past participle’da da ufak bir fark var: Amerikan İngilizcesi konuşanlar bazı fiillere -en eki koymaya meyillidir.  Amerikanlar ““I have never gotten caught”” diyebilirler. British İngilizcesi ile konuşanlar ise “I have never got caught.” diyecektir. Ufak ancak önemli olan bu farklar yazı dilinde de karşımızdakinin Britanyalı mı yoksa Amerikan mı olduğunu anlamaya yarayabilir.

Rhetorical questions (Varsayımsal Soru Farkları)

Retorik sorular birinin size cevap beklemeden sorduğu sorular anlamına gelmektedir. Sorunun bir cevabı olmayabilir, ya da soru çok açıktır. Örneğin: “Do you want to be a failure for the rest of your life?” Obviously no.  “Yağmur ıslak mıdır”, “Balıklar yüzer mi?” ve benzeri soruları retorik soru olarak adlandırabiliriz. Bazen de bad mood göstermek için retorik sorular kullanırız. Örneğin: What’s the point in trying? (Denemenin ne anlamı var ki?) -Anlamı: I’m depressed and I don’t want to make an effort (Depresifim ve çabalamak istemiyorum.) İngiliz İngilizcesi ve Amerikan İngilizcesinde retorik soruların pek de farkı yoktur.

 

Spelling (Heceleme) Farkları

Sözlük yazarı Noah Webster 1700’lü yılların sonunda İngiliz İngilizcesi ve Amerikan İngilizcesi arasındaki küçük ama çok fazla olan heceleme farklarını düzenlemeye başladı. Mesela “u” harfini birçok sözcükten düşürdü: colour (color), honor (honour), and labor  (labour) gibi. Bunun amacı İngilizce’yi olduğu gibi okuma çabasıydı. .telaffuz reformu böylece yapılmış oldu. Bu reformun bir amacı da Amerikanların İngilizlerden ayrı ve bağımsız bir devlet olduğunu ve dillerinin farklarını belli ederek kendilerini özgürleştireceklerini düşünmeleridir.  Webster’in başka planları da vardı, women sözcüğünü wimmen yapmak gibi. Ama bu girişimler başarısız oldu.

 

İngiliz ve Amerikan İngilizcesindeki Farklı Söylenen Sözcükler

British English ↕American English ↕
anti-clockwisecounter-clockwise   (saat yönü tersi)
articulated lorrytrailer truck  (Tır kamyonu)
autumnautumn, fall      (sonbahar)
barristerattorney   (dava vekili)
bill (restaurant)bill, check  (fatura, hesap)
biscuitcookie   (kurabiye)
block of flatsapartment building     (apartman binası)
bonnet (car)hood   (kaporta)
bonnet (clothing)hat  ( şapka)
boottrunk  (bot)
car parkparking lot    (park yeri)
caravantrailer  (kamyon, karavan)
chemist’s shopdrugstore, pharmacy  (eczane)
chest of drawersdresser, chest of drawers, bureau (şifonyer)
chipsfries, French fries  (patates kızartması)
cinema,movies,  (cinema)
clothes pegclothespin  (mandal)
coffincoffin, casket (kefen)
crispspotato chips    (cips)
crossroadsintersection; crossroads (rural)   (kavşak, dörtyol ağzı)
cupboardcupboard (in kitchen); closet (for clothes etc)  (dolap, büfe)
diversiondetour  (sapak)
drawing-pinthumbtack  (raptiye)
drink-drivingdrunk driving (alkollü araç kullanma)
driving licencedriver’s license   (ehliyet)
dual carriagewaydivided highway   ( çift yönlü yol)
dummy (for baby)pacifier  (emzik)
dustbingarbage can, trash can  (çöp kovası)
dustmangarbage collector  (çöpçü)
engineengine, motor  (motor)
estate agentreal estate agent  (emlakçı, emlak komisyoncusu)
estate carstation wagon  (steyşın araba)
filmfilm, movie  (film)
flatapartment, flat, studio  (apartman dairesi)
flat tyreflat tire   (tekerlek)
flyoveroverpass  (alçak uçuş)
gear-levergearshift  (vites)
gearbox (car)transmission  (şanzıman kutusu)
Girl GuideGirl Scout (izci kız)
ground floorground/first floor  (giriş kat)
handbaghandbag, purse, shoulder bag  (cüzdan)
high streetmain street (ana cadde)
holidayvacation (tatil)
hood (car)convertible top  (motor kapağı)
jamjam, preserves (reçel)
jugjug, pitcher (sürahi)
juggernaut18-wheeler  (tır)
liftelevator  (asansör)
lorrytruck, semi, tractor (kamyonet)
madcrazy, insane  (deli)
main roadhighway (ana yol)
maizecorn  (mısır)
mathsmath (matematik)
motorbikemotorcycle (motosiklet)
motorwayfreeway, expressway (asfalt)
motorwayhighway, freeway, expressway, interstate highway, interstate (ekspres yol)
nappydiaper (bebek bezi)
naughts and crossestic-tack-toe (üç taş oyunu)
pants, underpantsunderpants, drawers (iç çamaşırı)
pavementsidewalk  (kaldırım)
pet hatepet peeve (en çok nefret edilen)
petrolgas, gasoline (gaz, petrol)
Plough, theBig Dipper, the  (büyük ayı)
pocket moneyallowance (cep harçlığı, harçlık)
postmail (posta)
postboxmailbox  (posta kutusu)
postcodezip code (posta kodu)
postmanmailman, mail carrier, letter carrier (postacı)
pubbar (bar)
public toiletrest room, public bathroom (umumi tuvalet)
railwayrailroad (demir yolu)
return (ticket)round-trip (gidiş dönüş)
reverse chargecollect call  (ödemeli arama)
ring roadbeltway, freeway/highway loop (çevre yolu)
road surfacepavement, blacktop (asfalt yol)
roundabouttraffic circle, roundabout (dolambaçlı yol)
rubbereraser (silgi)
rubbishgarbage, trash (çöp)
rubbish-bingarbage can, trashcan (çöp kutusu)
saloon (car)sedan (sedan araba)
shopshop, store (dükkan, mağaza)
silencer (car)muffler  (susturucu)
single (ticket)one-way (tek yön bilet)
solicitorlawyer, attorney (avukat)
spannerwrench (ingiliz anahtarı)
sweetscandy (şekerleme)
taxitaxi, taxi cab (taksi)
tea toweldish towel (kurulama bezi)
telly (informal), TVtelevision, TV (televizyon)
third-party insuranceliability insurance ( mali sorumluluk sigortası)
timetableschedule (plan, program)
tincan (teneke)
toll motorwaytoll road, turnpike (ücretli yol)
torchflashlight (elektrik feneri)
trouserspants, trousers (pantolon)
tube (train)subway (alt geçit)
underground (train)subway (yeraltı metro)
vestundershirt (yelek)
waistcoatvest (yelek)
walletwallet, billfold (cüzdan)
wellington bootsrubber boots, rain boots (lastik çizme)
whiskywhisky/whiskey (viski)
windscreenwindshield (ön cam)
zipzipper (fermuar)

 

İngilizce Kelime Ezberlemek Artık Çok Kolay

Uygulamayı Ücretsiz İndir; Her gün yeni kelimeler telefonuna gelsin
Örnek cümle ve anlamlarını öğren
Hatırlatmalarla pratik yap, kalıcı öğren, unutma
Offline modu ile Internete ihtiyacın olmadan kelime öğren
İngilizce Kelime Öğrenmeye Başla

Recent Content

×
wordly-logo
Wordly İngilizce Öğrenme ve Kelime Ezberleme Uygulaması
Uygulamayı Ücretsiz İndir
Her gün yeni kelimeler telefonuna gelsin
Uygulamayı İndir
×
wordly-logo
تطبيق Wordly لتعلم اللغة الإنجليزية وحفظ المفردات الإنجليزية
تحميل التطبيق مجانا
احصل على كلمات جديدة على هاتفك كل يوم
Uygulamayı İndir
×
wordly-logo
WORDLY ingilis dili öyrənmə və söz əzbərləmə proqramı
Tətbiqi ödənişsiz yüklə
Hər gün yeni sözlər telefonuna gəlsin
Uygulamayı İndir