Yurt dışına yapacağınız bir seyahatte bir rahatsızlık yaşamanız durumunda, İngilizce hastalık isimlerinin karşılıklarını bilmek işinizi oldukça kolaylaştıracaktır. Bu ifadeleri bilmeniz, sağlıkla ilgili gireceğiniz diyaloglarda da sizlere yardımcı olacaktır. Bu yazımızda doktora nasıl hissettiğinizi anlatabilmenizi ve rahatsızlığınız ile ilgili doğru bilgiyi verebilmenizi sağlayacak olan bu terimleri özetledik. Yazının devamında İngilizce hastalıklar ile ilgili tavsiye cümlelerine ve hastalıklar ile ilgili farklı kalıp kullanımlarına ulaşabilirsiniz. Hazırsanız hemen başlayalım.
İngilizce Hastalıklarla İlgili Tavsiye Cümleleri
Hastalıklar ile ilgili verilebilecek tavsiye cümlelerine geçmeden önce dilerseniz bu konu için ne türden cümleler kullanabileceğinize bir göz atalım.
- Karşınızdaki kişi size eğer bir hastalığı ile ilgili bilgi veriyorsa ve sizden de bunun karşılığında bir öneri / tavsiye cümlesi bekliyorsa, ilk olarak emir cümlesi kullanarak istediğiniz tavsiyeyi verebilirsiniz.
Örneğin;
‘I have a headache’, yani başım ağrıyor denildiyse, cevap olarak, ‘have a rest, take a hot shower’ yani ‘biraz dinlen, sıcak bir duş al’ gibi önerilerde bulunulabilir.
- İkinci kalıp olarak, should ya da should not cümleleri ile tavsiye vermek mümkündür. Should, İngilizcede özneden sonra kullanılmaktadır ve olumlu yapıda bir sözcüktür. Should kelimesinin olumsuz cümlelerde kullanılan hali ise should not’tır. Konu bağlamında bir gramer formulü verecek olursak, “Özne + should/shouldn’t (yardımcı fiil) + Eylem” şeklinde özetleyebiliriz. Yine ‘I have a headache’ şikayetini duyduğumuzu varsayalım, should yardımcı fiilini kullanarak tavsiye verebilmek adına şu yapıyı izlemeniz yeterli olacaktır;
You should get some rest. / You should take a hot shower. (Biraz dinlenmelisin. / Sıcak bir duş almalısın.)
Eğer daha kibar bir yolla tavsiye vermek isterseniz, cümleyi emir kipi ile kurmak yerine should yardımcı fiili ile kurabilirsiniz.
Fiile ‘meli, malı’ anlamları katan should yardımcı fiili olumsuz kalıpta da şu şekilde kullanılmaktadır;
You should not eat that much chocolate. (O kadar çok çikolata yememelisin.)
Eğer tavsiye istiyorsanız, should yardımcı fiilini kullanarak bir soru cümlesi kurabilirsiniz. Bu soru cümlesini kurmak için kullanacağınız kalıp; “What + should + Özne + do?” olacaktır.
Should yardımcı fiili ile ilgili detaylı konu anlatımı için ‘Should ve Shouldn’t (Should not) İngilizce Konu Anlatımı’ isimli yazımızı da inceleyebilirsiniz.
Dilerseniz şimdi çeşitli rahatsızlıkları ve onlar ile ilgili olarak verebileceğiniz çeşitli tavsiyeleri inceleyelim;
- Diş ağrısı: Toothache
A: I have a really bad toothache. What should I do? (Gerçekten kötü bir diş ağrım var. Ne yapmalıyım?)
B: You should clean your teeth more frequently and please go see a dentist. (Dişini daha sık temizlemelisin ve lütfen bir diş hekimi ile görüş.)
- Baş ağrısı: Headache
A: I could not sleep well last night because of the basketball game. I have a terrible headache. (Geçen gece basketbol maçı yüzünden uyuyamadım. Korkunç bir baş ağrım var.)
B: Oh, I am sorry to hear that. Maybe you should just take a nap before dinner time. (Oh, bunu duyduğuma üzgünüm. Belki de akşam yemeği zamanından önce biraz kestirmelisin.)
- Mide bulantısı: Feeling nauseous (Birebir çevirisi bulantı hissetmek)
A: I am not feeling so good. I am feeling nauseous. (Kendimi pek iyi hissetmiyorum. Midem bulanıyor / mide bulantısı çekiyorum.)
B: Get well soon. If you will drink mint and lemon tea, it might help you to avoid the feeling. (Geçmiş olsun. Eğer nane limon çayı içecek olursan, bulantı hissinin geçmesine yardımcı olabilir.)
- Su çiçeği: Chicken pox
A: My daughter has chicken pox. We think that she might get it from one of her classmates. Do you have any advice for the situation? (Kızım su çiçeği geçiriyor. Su çiçeğini sınıf arkadaşlarından birinden kaptığını düşünüyoruz. Bu durum ile ilgili bir önerin var mı?)
B: Yeah, she should just take her medicine properly and do not scratch much. (Evet, ilaçlarını düzenli almalı ve çok fazla kaşınmamalı.)
- Grip: Flu
Coming down with the flu (deyim): Grip olmak.
A: I think I might be coming down with the flu. Any advice for me? (Sanırım ben grip oluyorum. Bana bir önerin var mı?)
B: Oh, not good. Get some rest and get vitamins, there is nothing you can do. (Oh, kötü bir durummuş. Biraz dinlen ve vitamin al, başka yapabileceğin bir şey yok.)
İngilizce Başım Ağrıyor Nasıl Denir?
İngilizcede başım ağrıyor demenin en kolay yolu ‘headache’ kelimesini kullanmaktır. Baş ağrısı anlamına gelen headache bir isimdir.
- I have got a headache (başım ağrıyor) cümlesi, en temel şekilde başınızın ağrıdığını ifade eden bir cümledir.
- I have got a splitting headache cümlesinde ise, görebileceğiniz gibi splitting kelimesi eklenerek baş ağrısı ile ilgili bir ayrıntı belirtilmiştir. Splitting kelimesini eklendiğinde cümle ‘şiddetli bir baş ağrım var / başım şiddetli bir biçimde ağrıyor’ anlamı vermektedir.
- I feel a headache coming on. (Başım ağrıyacak gibi / Baş ağrısının geldiğini hissediyorum.) / Bu cümlede gördüğünüz gibi farklı yapıda bir cümle kullanılmış ve yine aynı anlam verilmiştir.
- My head aches. (Başım ağrıyor.) / Aslında diğer cümlelerde birebir çeviri yaptığımızda karşımıza ‘Bir baş ağrısına sahibim’ gibi bir anlam çıkıyor. Elbette burada bir yanlışlık yok, Türkçe ve İngilizce, kullanılan kalıplar bakımdan birbirlerinden farklı iki dil oldukları için, çeviri durumunda cümle çevrildiği dile uygun bir şekilde çevrilir. Bu cümleyi birebir çevirdiğimizde ise karşımıza tam anlamıyla ‘başım ağrıyor’ cümlesi çıkıyor. Ama elbette gördüğünüz her örneği baş ağrısını ifade etmek amacı ile rahatlıkla kullanabilirsiniz.
İngilizce Hastayım Nasıl Denir?
Hasta olduğunuzu ifade etmenin birçok yolu mevcut. İngilizcede bunu yapabilmek için kullanabileceğiniz bazı kalıplar bulunuyor. Bu kalıpları beraber inceleyelim;
- I am under the weather.
Under the weather bir kalıp ve Türkçede ‘hasta, keyfi kaçmış, sarhoş’ gibi anlamlara karşılık geliyor. I am under the weather cümlesi, kişinin iyi hissetmediğini / hasta olduğunu ifade ediyor.
- I might be coming down with something.
Come down with ifadesi Türkçede ‘hastalığa yakalanmak, yatağa düşmek’ gibi anlamlara karşılık geliyor. Bu cümle yerine, I am coming down with a flu da denebilirdi. Gördüğünüz üzere ikinci cümlede hastalığın ne olduğu, nasıl olduğu bilindiği için flu kelimesi kullanılmış, fakat ilk cümlede bu durum belli olmadığından, ya da cümleyi kuran kişi durumdan emin olmadığından something kelimesi kullanılmış.
Bu durumda hastalığın bilinmesi halinde something kelimesi yerine hastalığın / rahatsızlığın ismi de kullanılabilir. I have come down with a cold ya da I have come down with the stomach flu gibi.
- I caught a bug.
‘A bug’ İngilizcede hastalık için kullanılan informal bir ifadedir. Hasta olduğunuzu ifade etmek için bu kalıbı da kullanabilirsiniz. Burada bilmeniz gereken önemli nokta, ‘a bug’ ifadesinin spesifik bir hastalığa işaret etmiyor oluşu. Bir başka deyişle, a bug ifadesini herhangi bir hastalık ile ilişkilendirmek mümkün değil. Genel anlamda rahatsızlığa / hastalığa işaret eden bir kelime.
- I have been feeling very ill
Ill kelimesinin Türkçe karşılığı hastalıktır. I have been feeling yapısı zaman kipi olarak devam eden bir sürece işaret ediyor. Bu cümle ile ilgili olarak bir süredir kendimi çok / epey hasta hissediyorum gibi bir çeviri yapmak mümkün.
İngilizce Hastalıklar ve Türkçe Karşılıkları
İngilizce hastalık isimleri ve Türkçe karşılıkları şu şekildedir;
- Guatr: Goiter
- Kulak iltihabı: Otitis
- Boğaz ağrısı: Sore throat
- Katarakt: Cataract
- Çil : Freckle
- Runny nose: Burun akıntısı
- Alerji: Allergy
- Broken leg: Kırık bacak
- Broken arm: Kırık kol
- Bump: Şişlik
- Headache: Baş ağrısı
- Fıtık: Hernia
- Zatürre: Pneumonia
- Baş Ağrısı: Headache
- Sinüzit : Sinusitis
- Sivilce: Acne
- Ateş: Fever
- Flu: Grip
- Sore throat: Boğaz ağrısı
- Toothache: Diş ağrısı
- Stomachache: Karın ağrısı
- Romatizma : Rheumatics
- Tifo: Spotted fever
- Şeker Hastalığı: Diabetes
- Deri kanseri: Skin cancer
- Bruise: Yara, bere,morluk
- Miyopluk: Myopy
- Migren: Migraine
- Bronşit: Bronchitis
- Kabakulak: Mumps
- The measles: Kızamık
- Cut: Kesik
- Felç: Stroke
- Nasır: Keratoma
- Kuduz : Mad
- Böbrek taşı: Kidney stone
- İshal : Diarrhea
- Sıtma: Malaria
- Nezle: Cold
- Verem : Tubercular
- Tansiyon: Tension
- Earache: Kulak ağrısı
- Bel ağrısı: Backache
- Cough: Öksürük
- Grip : Flu
- High temperature / Fever: Yüksek ateş, ateşlenme
- Astım: Asthma
- Çiçek hastalığı: Smallpox
- Sara Hastalığı: Epilepsy
- Lösemi: Leucemia
- Cold: Soğuk algınlığı,üşütme
- Kızamık: Rubeola
- Diş ağrısı: Toothache
- Backache: Bel ağrısı
- İşitme engellilik: Deafness
İngilizce Tedavi İsimleri ve Anlamları
İngilizce tedavi isimleri ve Türkçe karşılıklarını beraber inceleyelim;
- Physiotherapy / Physical rehabilitation: Fizik tedavi
- Acupuncture: Akupunktur
- Laser Therapy: Lazer Terapi
- Ultrasound: Ultrason
- Manual Therapy: Manuel Terapi
- Medicine: İlaç
- Psychotherapeutic / Psychotherapy: Psikoterapi
- Psychoanalysis: Psikanaliz
- Tecar Therapy: Tecar Terapi
- Vitamins: Vitamin
- Electrotherapy: Elektroterapi
- Ambulatory treatment: Ayakta tedavi
- Hydrotherapy: Hidroterapi
- Hot and cold applications on surface: Yüzeyel sıcak ve soğuk uygulamalar
- Exercise: Egzersiz
- Inpatient treatment: Yatarak tedavi
- Magnetotherapy: Magnetoterapi