İngilizce Hukuk Terimleri ve Anlamları
İngilizce hukuk terimleri özellikle uluslararası hukuk alanında çalışan ve İngilizce hukuk okuyan insanların akademik hayatta en çok karşılaştıkları ve kullandıkları kelime gruplarıdır. Eğer bir hukukçu alanının İngilizce hukuk terminolojisine hakim değilse o meslekte pek gelişme sağlayamaz.
İngilizce hukuk terimlerini bilmek kimi zaman o kelimenin ifade ettiği kavramı daha iyi anlamanıza yol açabilir. Nitekim hukuk terimleri Arapça, Latince ve İngilizce kökenlidir. Örneğin, hukuk kelimesi Arapça kökenlidir ve sözlükte haklar anlamına gelir. Türkçeye ise direkt olarak form değişmeden girmiştir. İngilizce’de ise hukukun karşılığı law’dır.
HUKUK İNGİLİZCESİ NEDİR?
İngilizce’de hukuk kelimesinin karşılığı en çok law olarak bilinir. Bunun yanı sıra right ve legal kelimeleri de kullanılabilir.
Uluslararası hukuk alanında en çok rağbet gören diller Fransızca ve İngilizcedir. Özellikle Avrupa Birliği’nde Fransızca’dan sonra İngilizce’ye rağbet edilmektedir. Eğer uluslararası alanda avukatlık veya hakimlik yapmak istiyorsanız İngilizce hukuki terimleri öğrenmeniz şart gözüküyor.
Bu makalede İngilizce hukuk terimlerini paylaşıp sizlere alanında en çok kullanılan kelimeler ile örnekler paylaşacağız. İyi okumalar..
Hukuki İngilizce Konuşma ve Yazma Yeteneklerini Test Etme
Eğer İngilizce hukuk okuyorsanız ve bu alanda ilerlemek istiyorsanız ilk önce İngilizce hukuk terminolojisine hakim olmanız gerekmektedir. Bunun için ise bir İngilizce hukuk sözlüğü edinerek işe başlayabilirsiniz. Yalnız İngilizce hukuk terimleri teknik kelimeler olarak sınıflandırıldığından sıradan kelimelere göre ezberlemek zor olabilir. Bunun için aşağıdaki 2 adımlık yöntemi kullanabilirsiniz.
(1) Kelime Defteri Alın
İngilizce teknik alanda kelime ezberlerken kelime defteri oluşturmak ve sürekli okumak önemlidir. Örneğin, İngilizce hukuk terimlerinden olan government kelimesini neredeyse herkes bilir. Bunun nedeni bu kelimeyi sık sık görmemizdir. Eğer kelime not alınır ve sık sık tekrarlanırsa kelimeyi ezberlemek kolaylaşacaktır.
(2) İngilizce Hukuk Haberlerini Takip Edin
İngilizce hukuk terimlerini öğrenirken günde en azda olsa 1 haber okumak hem kelime haznenizi geliştirecek hem de metni anlamanızı sağlayacaktır. Bu nedenle İngilizce hukuk alanında bir gazete, dergi veya yazıları şiddetle takip etmenizi öneririm.
Son olarak eğer İngilizce hukuk kelime hazneniz genişlediyse artık akademik boyutta makaleleri takip edebilirsiniz. İngilizce hukuk makalelerine ulaşmak için Google Scholar kullanabilirsiniz.
Örnek Cümlelerle Hukuk İngilizcesi Terimleri ve Türkçe Anlamları
İngilizce hukuk terimlerini öğrenmek için ezberlemek istediğiniz kelimeyi cümle için görmek önemlidir. Bunu dikkate alarak bir İngilizce hukuk terminolojisinde en sık rastlanılan kelimeleri cümle içinde sizler için derledik. İyi okumalar..
Adalet ve Hukuk Terimleri
- Law – Hukuk
Law is crucial for every country – Hukuk her ülke için şarttır
- Justice – Adalet
Justice is one of the basements of a government – Adalet hükümetin temel dayanaklarından biridir
- Constitution = Anayasa
The judge ignored of the constitution – Yargıç anayasayı ihmal etti
- Court = Mahkeme
The court announced the accused innocent young – Mahkeme suçsuz genci anons etti
- Lawsuit – Dava
The lawsuit against the corrupt company was failed – Yolsuzluk yapmış şirkete karşı açılan dava başarısız oldu
Accuse İngilizcesi Anlamı ve Örnek Cümleleri
Accuse hukuk İngilizcesinde suçlamak anlamına gelmektedir.
The man is accused of murdering his wife – Adam karısını öldürmekle suçlanıyor
The man was accused of being rude. – Adam kaba olmakla itham edildi
Don’t worry, I’m not accusing you – Endişelenme seni suçlamıyorum
Are you accusing me of stealing your money? – Beni paranı çalmamla mı suçluyorsun?
They accuse the American press for prevarication- Amerikan haber ajansı yalan haberle suçlanıyor/suçluyorlar
Advocate İngilizcesi Anlamı ve Örnek Cümleleri
Advocate bir davayı savunmak anlamına gelmektedir.
She advocates being critical- Eleştirel olmayı savunuyor
He advocates the return of dead punishment – Ölüm cezasının geri gelmesini savunuyor
Some people advocate teaching grammar all the time for learners – Bazı insanlar gramer öğretmeyi savunur
She’s a strong advocate of feminism – O fanatik feminist
The organization advocates for A party – Organizasyon A partisini savunuyor
Appeal İngilizcesi Anlamı ve Örnek Cümleleri
Appeal temyiz anlamına gelmektedir. Mahkeme terimleri kategorisine girer.
He won his appeal and the sentence decision was cancelled – Temyizi kazandı ve ceza kararı iptal edildi
She has made an appeal against the severity of the fine – Cezanın şiddetine ilişkin temyizde bulundu
The appeal was rejected by the chancellory – Yüksek mahkeme tarafından temyiz reddedildi
She took her case to an customs appeals – Davasını gümrüğe taşıdı
Jan’s solicitor said last night that they would be making an appeal against the punishment – Jan’ın avukatı dün gece cezaya itiraz edeceklerini söyledi.
Arrest İngilizcesi Anlamı ve Örnek Cümleleri
Arrest hukuki İngilizce’de tutuklamak anlamına gelmektedir.
He was arrested when police officer found drugs in his bag. – Polis memurunun çantasında uyuşturucu bulması üzerine tutuklandı.
The police arrested her for violation of rules – Polis onu kuralları ihlal ettiği için tutukladı.
The treatment has done little to arrest the spread of the cancer – Tedavi, kanserin yayılmasını durdurmak için çok az şey yaptı.
New York City police arrested a bank robber – New York polisi bir banka soyguncusunu tutukladı
FBI spies made the arrest – FBI ajanları tutuklamayı gerçekleştirdi
Sözleşmelerle İlgili İngilizce Hukuk Terimleri
agreement | n. insanlar, şirketler, ülkeler vb. arasında yapılan bir düzenleme; sözleşme |
appendix | n. bir kitabın, sözleşmenin, raporun vb. sonunda ekstra materyal veya ek içerik |
arbitration | n. anlaşmazlığın her iki tarafça seçilen bir kişi tarafından çözülmesi- hakemlik yapmak v. |
article | n. bir sözleşmedeki belirli bir ifade veya hüküm vb; cümle |
clause | n. bir sözleşmedeki belirli bir ifade veya hüküm vb; makale |
condition | n. başka bir şeyin performansından önce gerekli olan her şey |
force majeure | n. Bir sözleşme sözleşmesini yerine getirmeme bahanesi olarak kullanılan sel, deprem, savaş vb. gibi öngörülemeyen bir olay |
fulfil | v. bir koşulu karşılamak için; gerekli görevi tamamlamak için; yerine getirmek |
herein | adv: burada; bu (belge vb.) |
hereinafter | adv: aşağıdaki bölümde (bu belgenin vb.) |
hereto | adv: buna (belge vb.) [örneğin: buraya eklenmiştir] |
heretofore | adv: şimdiye kadar; şimdiye kadar; bundan önce |
in behalf of | (kişi vb.) menfaatine; (kişi vb.) için; İngiltere adına |
null and void | geçersiz; yasal güç olmadan; bağlayıcı değil |
on the one hand | bir tarafta – diğer tarafta: diğer tarafta |
party | n. bir anlaşmanın bir tarafını oluşturan kişi veya kişiler |
stipulate | v. temel bir koşul olarak belirtmek – şartname n. |
terms | n. koşullar veya şartlar |
warrant | v. resmi güvence vermek; garanti etmek |
whereas | conj: durum şu ki; [sözleşmelere girişte] |
İngilizce Hukuk Terimleri ve Sözlüğü PDF
Avrupa Birliği’ne göre hazırlanan İngilizce Hukuk Terimleri ve Sözlüğüne ulaşmak için alttaki linki kullanabilirsiniz.
İngilizce Hukuk Terimleri Sözlüğü indir
İngilizce Mahkeme Terimleri
İngilizce mahkeme terimleri özellikle mahkeme salonunda kullanılan kelimelerdir. Bu terimler bir davayı anlamak ve karar vermek için önemlidir. Bu başlıkta mahkeme terimlerini ve Türkçelerini bulabilirsiniz.
attorney | n. Ticari veya hukuki konularda başka bir kişi adına hareket eden veya başka birini temsil eden kişi |
barristerUK | n. Yüksek mahkemeye başvuran bir avukat |
brief | n. bir avukata talimatlar – ayrıca v. yazılı gerçek beyanatı |
case | n. bir duruşmadaki gerçeklerin açıklaması, özellikle. bir tarafın argümanı |
contract | n. iki veya daha fazla taraf arasında genellikle yazılı olan resmi bir anlaşma |
court of law | n. hukuk davalarının görüldüğü ve kararlaştırıldığı yer; mahkeme – mahkeme salonu |
defendant | n. suç isnadı veya başka bir yasal işlemle karşı karşıya olan kişi veya kuruluş – savunmak |
evidence | n. söz konusu bir noktayı kanıtlamak veya desteklemek için mahkemeye sunulan bilgiler |
guilty | adj. yanlıştan sorumlu; suçlu |
judge | n. mahkemede davalara bakma ve karar verme yetkisine sahip memur- ayrıca v |
jury | n. bir davanın kanıtını dinlemek ve karar vermek için seçilen bir grup insan |
lawsuit | n. iki özel taraf arasında mahkemede duruşma |
lawyer | n. hukuk eğitimi almış ve başkalarına tavsiyelerde bulunan veya başkalarını temsil eden kişi |
plead | v. bir hukuk davasını savunmak , kendini suçlu veya suçsuz ilan etmek – savunma |
prosecutor | n. suç duyurusunda bulunabilen ve mahkemede bir sanığın suçunu kanıtlamaya çalışan bir avukat- kovuşturma v. |
sentence | n. Bir mahkemenin ceza kararı |
solicitor | n. avukat |
sue | v. bir mahkemede birine karşı yasal işlem başlatmak – dava |
sum up | v. bir vakanın kanıtlarını özetlemek ve gözden geçirmek – özetlemek n. |
trial | n. bir mahkemede bir davanın resmi olarak incelenmesi – yargılanmak v. |
verdict | n. bir yargıç veya jürinin resmi kararı veya bulgusu |
without prejudice | yasal bir hak veya iddiaya zarar vermeden veya zarar vermeden |
İngilizce Ceza Hukuku Terimleri
Ceza hukuku terimleri başta suç ve ceza olmak üzere genel ve özel hukuk alanında kullanılan İngilizce hukuk terimleridir. Bu başlıkta ceza hukuku terimlerini ve Türkçelerini bulabilirsiniz.
assignment of claims | alacağın temliği |
credit | alacak |
right to claim | alacak hakkı |
creditor | alacaklı |
fraud | aldatma |
publicity | aleniyet |
retention | alıkoyma |
to be acquitted | beraat etmek |
acquittal | beraat kararı |
declaration | beyanname |
notification | bildirim |
obligation to inform | bilgilendirme yükümlülüğü |
jurisprudence | bilimsel içtihat |
expert | bilirkişi |
expert-witness | bilirkişi tanık |
reciprocity of rights | hakların karşılıklılığı |
tort | haksız fiil |
unfair competition | haksız rekabet |
succession | halefiyet |
lawsuit | hukuk davası |
rule of law | hukuk devleti |
civil court | hukuk mahkemesi |
wrongful act | hukuka aykırı fiil |
unlawfulness | hukuka aykırılık |
İngilizce Deniz Hukuku Terimleri
Deniz hukuku deniz ve okyanus sularında meydana gelen sorunları hukuksal açıdan inceler. Uluslararası hukukun alt dalıdır. Denizdeki ulaşım, balıkçılık ve petrolcülük gibi durumları inceler. İngilizce Deniz hukuku terimlerini ve Türkçelerini bu makalede bulabilirsiniz.
açık deniz devriyesi | high seas patrol |
açık denizler | high seas |
açık denizlerde kesintisiz takip | hot pursuit at the high seas |
deniz bölgesi | maritime zone |
deniz haydutluğu | piracy |
deniz ticaret hukuku | maritime law |
denizlerin serbestisi | freedom of the seas |
denizlerin serbestliği ilkesi | principle of the freedom of the seas |
uluslararası deniz hukuku | law of the sea |
Blue Water Seaman | Öncelikle okyanuslarda, Büyük Göllerde ve bağlantılı kütleler veya su üzerinde çalışan bir denizci. |
Cruise Ship Worker | Görevleri geminin işlevine katkıda bulunan, seyir halindeki bir yolcu gemisine önemli bir bağlantısı olan işçiler. |
Defense Base Act | Savunma Üs Yasası |
Diving Accidents | dalış kazaları |
Ferry Boat Worker | feribot işçisi |
Fishermen | balıkçılar |
International Seamen | Uluslararası Denizciler |
Jones Act | Jones Yasası |
Longshoremen/Harbor Workers | Liman İşçileri |
Maritime Construction | Denizcilik İnşaatı |
On-Shore Injuries | Kıyıdaki Yaralanmalar |
İngilizce Ticaret Hukuku Terimleri
Ticaret hukuku ticaret ekseninde gerçekleşen tüm olayları konu alır. Başta işletmeler olmak üzere tüccarlar ve bireyler arasındaki ticari ilişkiler ve alışverişler ticaret hukukunca incelenir. İngilizce Ticaret hukuku terimlerini ve Türkçelerini bu başlıkta bulabilirsiniz.
civil court | hukuk mahkemesi |
wrongful act | hukuka aykırı fiil |
unlawfulness | hukuka aykırılık |
ratification | icazet |
enforcement | icra |
enforcement officer | icra memuru |
emission | para basma |
fine | para cezası |
liquidable assets | paraya çevrilebilir varlıklar |
judicial fine | adli para cezası |
security | teminat akçesi |
letter of guarantee | teminat mektubu |
official deed | resmi borç senedi |
revocation of license | ruhsatın geri alınması |
recourse | rücu |
bribery | rüşvet |
tax exemption | vergi muafiyeti |
tax collector | vergi tahsildarı |
tax collection | vergi tahsili |
statute of limitations | zamanaşımı |
İngilizce İş Hukuku Terimleri
İş hukuku işçi hakları, ücretleri ve çalışma koşullarını inceleyen bir hukuk dalıdır. İngilizce İş hukuku terimlerini ve Türkçelerini bu makalede bulabilirsiniz.
banking transactions | bankacılık işlemleri |
expert | bilirkişi |
expert-witness | bilirkişi tanık |
employee | çalışan |
work permit | çalışma izni |
conflict of interest | çıkar çatışması |
child labour | çocuk işçiliği |
expansion of claims | davanın genişletilmesi |
rectification | davanın ıslahı |
acceptance of an action | davanın kabulü |
exceptio | def’i |
motion for amendment | değişiklik önergesi |
State agent | devlet temsilcisi |
legal personality of the State | devlet tüzel kişiliği |
State practice | devlet uygulaması |
postponed surrender | ertelenmiş teslim |
fundamental error | esaslı hata |
retroactivity | geçmişe yürürlük |
statement of income | gelir beyannamesi |
income tax | gelir vergisi |