Zarflar, Türkçe cümlelerimizin en önemli öğelerinden biriyken, İngilizcede de cümledeki en önemli öğelerden biridir. Öyle ki, cümlemizde kullandığımız zarflar yüklemimizi güçlendirmeye yarar. Bu yazımızda İngilizcedeki zarflardan, ne işe yaradıklarından, nasıl kullanıldıklarından bahsettik ve sizler için örnek cümleler verdik. Iyi okumalar!
Bir Cümlede Zarf Olup Olmadığını Nasıl Anlarım?
Bir cümlede zarfı arıyorsak, gözümüzün ilk gitmesi gereken yer cümlenin fiilidir. Çünkü adverbler yani İngillizcedeki zarflar cümledeki fiilden hemen önce gelmektedir. Bazen zarflar yüklemden önce gelmeyebilir. O zaman da yapacağımız şey fiile birtakım sorular sormaktır. Mesela: “Ne zaman?”,”Ne kadar?” ve “Nasıl?” gibi soruları cümlenin fiiline sorduğumuzda aldığımız cevap zarfın ta kendisidir.
Sıfatı ve Zarfı Birbirinden Nasıl Ayırabilirim?
Sıfat ve zarfı birbirinden ayıran en büyük fark niteledikleri ögelerdir. Sıfatlar cümledeki ismi niteler. Örneğin: Red hat (Kırmızı şapka) bu örnekte kırmızı sıfatı şapka ismini nitelemiştir. Zarflar ise fiilleri niteler. Örneğin: he has done his homework excellently. (ödevini mükemmel bir şekilde bitirdi.) Buradaki örneğimize “Nasıl?” sorusunu sorarak zarfımızı öğrenebiliriz.
“How he has done his homework? (ödevini nasıl bitirdi?)
“Excellently.” (Mükemmel bir şekilde)
İngilizcede Zarflar Nereye Gelir?
İngilizce’de adverbler (zarflar) cümle içinde farklı yerlerde bulunabilir. Cümlenin en sonunda, cümle ortasında ya da fiilden hemen önce karşımıza çıkabilir. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi cümlenin fiilini bulduktan sonra ona soracağımız “nasıl” “ne zaman” ve “ne kadar” sorularıyla zarfı bulabiliriz.
İngilizcede Zarflar Nasıl Kullanılır?
İngilizce zarfları oluşturmak için genelde sıfatın sonuna -ly eki getirilir.
Örneğin: His rude look makes me uncomfortable. (Onun kaba bakışı beni rahatsız ediyor.) -Sıfat cümlesi
He is looking rudely and this makes me uncomfortable. (O kabaca bakıyor ve bu beni rahatsız ediyor.) – Zarf cümlesi
Bu kuralın istisnaları da vardır. Ona dikkat etmek gerekir. Bazı sıfatlar ek almadan da zarf şeklinde kullanılabilir.
Örneğin: His fast running made him winner. (Onun hızlı koşuşu onu kazanan yaptı.) – Sıfat cümlesi
He is running fast and this made him winner. (O hızlı koşuyor ve bu onu kazanan yaptı. ) – Zarf cümlesi
Örneğin: He can not complete his hard homework. (O zor ödevini tamamlayamaz.) – Sıfat cümlesi
He is working hard and this makes him sick. (O çok çalışıyor ve bu onu hasta ediyor.) – Zarf Cümlesi
Aşağıda vereceğimiz örnek cümledeki “hardly” zarfı, hard sıfatının -ly almış eki değildir. Bu iki kelime benzer olsa da anlamları birbirinden farklı kullanılmaktadır. Hard sıfat ve zarf olarak eksiz kullanılabilir. Hardly ise neredeyse anlamı taşır ve cümleye olumsuzluk anlamı katar.)
He can hardly complete his hard homework. (O zor ödevini neredeyse tamamlayamıyor.)
İngilizcede En Çok Kullanılan Zarflar
İngilizcede en çok kullanılan zarf grubu sıklık zarflarıdır. 5. Ve 6. Sınıflarda İngilizce derslerinde en çok işlenen ve bilinmesi gereken altbaşlıklardan biri de sıklık zarflarıdır.
Sıklık Zarfları (Adverbs of Frequency)
İngilizcede sıklık zarfları bir yüklemin ne sıklıkta yapıldığını anlatmak için kullanılır. Yükleme sorduğumuz “Ne sıklıkla?” sorusuna cümlede cevap bulabiliyorsak sıklık zarfını bulduk demektir. Sıklık derecelerine göre azalarak İngilizcede sıklık zarfları şunlardır:
Always: Fiilin daima ve her zaman tekrarlandığını belirtmek için kullanılır.
Örnek: I always go jogging. (Her zaman yürüyüşe giderim)
Usually: Fiilin genellikle tekrarlandığını belirtmek için kullanılır.
Örnek: She usually go shopping to buy shoes. (O genellikle ayakkabı almaya alışverişe gider.)
Often: Fiilin sık sık tekrarlandığını belirtmek için kullanılır.
Örnek: My father often tells me I am not a good person. (Babam sık sık benim iyi bir insan olmadığımı söyler.)
Sometimes: Fiilin bazen tekrarlandığını belirtmek için kullanılır.
Örnek: My teacher sometimes likes my homework. (Öğretmenim bazen ödevlerimi beğenir.)
Seldom: Fiilin nadiren tekrarlandığını belirtmek için kullanılır.
Örnek: My boyfriend seldom buys me flowers. (Erkek arkadaşım nadiren bana çiçekler alır.)
Rarely: Fiilin nadiren tekrarlandığını belirtmek için kullanılır.
Örnek: My boyfriend rarely buys me flowers. (Erkek arkadaşım bana nadiren çiçekler alır.)
Never: Fiilin asla tekrarlanmadığını ve hiç gerçekleşmediğini belirtmek için kullanılır.
Örnek: I never propose to a man. (Asla bir erkeğe evlenme teklifi yapmam.)
Aşağıda sizler için en çok kullanılan İngilizce zarfları ve anlamlarını vererek örnek cümleler içinde gösterdik.
Only- Yalnızca, Sadece
Only kelimesi sadece, yalnızca anlamlarını taşır.
Örnek: I only slept four hours. (Sadece 4 saat uyudum)
Somewhere- Bir yer
Somewhere herhangi bir yer anlamını taşır.
Örnek: We can move somewhere else if you don’t like this house. (Bu evi beğenmediysen başka bir yere taşınabiliriz.)
Anywhere- Hiçbir yer
Anywhere zarfı hiçbir yer anlamında kullanılır ve cümleye olumsuzluk anlamı katar. Kullanıldığı cümlenin yardımcı fiili olumsuz olmak zorundadır. Aksi takdirde olumlu cümlelerde kullanıldığında herhangi bir yer anlamı taşır.
Örneğin: I cant find my bag anywhere. (Çantamı hiçbir yerde bulamıyorum)
Enough- Yeter
Enough yeter anlamında kullanılır. Cümlede zarf olarak kullanılabilmesi için fiilden sonra gelmesi gerekir.
Örneğin: You did not cook this meat enough so I did not like it. (Bu eti yeteri kadar pişirmemişsin o yüzden beğenmedim)
Fairly/Rather- Az-çok, Oldukça
Fairly ve rather az-çok oldukça anlamlarında kullanılmaktadır. Bir diğer anlamı ise “adilce” olarak kullanılabilir.
Örneğin: As an English teacher, I treat all my students fairly. (Bir ingilizce öğretmeni olarak tüm öğrencilerime adilce davranırım)
Örneğin: The calculations you made is fairly accurate. (Yaptığın hesaplamalar oldukça doğru)
Quite- Tam, Oldukça
Quite da fairly ve rather gibi oldukça anlamlarına gelmektedir. Quite’ın daha güçlü bir anlamı vardır. Yapılan işten tam anlamıyla tatmin olunması anlamı verir.
We quite enjoyed in the party, thanks for everything. (Her şey için teşekkürler, partide oldukça eğlendik.)
To used to- Önceden, Eskiden
To used to önceden yapılan fakat şuan yapılmayan şeyler hakkında konuşurken kullanılan bir zarftır.
Örneğin: People used to visit each other more often in the past. (İnsanlar eskiden birbirilerini daha çok ziyaret ederlerdi.)
To be used to – Alışık olmak
To used to ile en çok karıştırılan bir diğer zarf ise to be used to dur. To be used to alışık olmak anlamında kullanılmaktadır. Içinde geçen “be” yardımcı fiili zamana göre çekimlenmektedir.
Örnek:
I am used to smoke every day. (Her gün sigara içmeye alışığım.)
I was used to smoke every day but I quited smoking 4 years ago. (Her gün sigara içmeye alışıktım fakat 4 yıl önce sigara içmeyi bıraktım)
I will used to get flowers from my boyfriend as long as he sends me flowers everyday. (Erkek arkadaşım her gün bana çiçek yolladığı sürece çiçek almaya alışacağım.)
To be used to Olumsuz Kullanımı
To be used to cümlede olumsuz kullanıldığında be yardımcı fiili not eki alır. Zamana göre çekimlendiği için eğer tense bilginiz varsa, bu kullanımı olumsuza çevirmekte zorlanmayacaksınız.
Örneğin:
I am not used to get flowers from my boyfriend every day. (Erkek arkadaşımdan her gün çiçek almaya alışık değilim.)
To be used to Olumlu Kullanımı
Olumlu kullanımı da yukarıda verdiğimiz örneklerde görüldüğü gibi herhangi bir değişikliğe ihtiyaç duymaz. Yardımcı fiili kullanılacak zamana göre çekimlerseniz bir problem yaşamayacaksınız.
Örnek:
I was used to eat junk food every day but I went on a diet 2 days ago. (Her gün abur cubur yemeye alışıktım fakat 2 gün önce diyete başladım)