İngilizcede The Ne Demek: İngilizcede The Nerede Kullanılır?
“The” sözcüğü İngilizce öğrenirken zaman zaman kafamızı karıştıran, nasıl kullanmamız gerektiğini çoğu zaman bilmediğimiz bir “article”dır. “A / an” articleları ile sık sık karıştırılır. The article’ı, belirli durumlarda isimden önce kullanılır. Örneğin “The car” dediğimizde, bildiğimiz bir arabadan bahsettiğimiz anlaşılır. “A car” dediğimizde ise bizim için sıradan olan, herhangi bir arabadan söz ediyoruzdur. The kullanımını iyi bilmek ve “an / a ” ile karıştırmamak oldukça önemlidir çünkü “The” yı iyi kullanabildiğ,miz seviyeye geldiğimizde İngilizce’yi iyice öğrenmişiz demektir.
Bu yazımızda sizlere
- İngilizce’de the tek olan şeyler için kullanılır.
- Gidilecek yer bariz ise belirtmek için kullanılır.
- Ünlü binalardan ve eserlerden,
- İnsanları gruplandırırken,
- Aile isimlerinden önce kullanılır.
gibi the‘yı kullanmak için temel kurallardan söz edeceğiz.
1. İngilizcede The Tek Olan Şeyler İçin Kullanılır.
İngilizce’de the tek olan, eşi benzeri olmayan şeyleri tanımlamak için kullanılır. The hem tekil, hem de çoğul isimlerle kullanılabilir. Eğer kastettiğimiz şey belli, sıradan olmayan bir şeyse, the article’ını kullanırız.
- We had to paint the car before we sold it. (Arabayı satmadan önce boyamamız gerekti.)
Burada kastedilen şey şu: Eğer the yerine a / an kullansaydık, araba herhangi bir araba olacaktı. Bu şekilde arabanın konuşan kişiye ait olduğunu anlıyoruz.
- Would you like to try the cheese cake ? ( Çizkeki denemek ister misin?)
Buradaki the kullanımından, evde bir çizkek olduğunu anlıyoruz. Eğer “a cheesecake” deseydi, gidip herhangi bir cheesecake satın almaktan söz etmiş olacaktı.
- The tomato paste we bought from Gaziantep is much better than the supermarket paste. ( Gaziantepten aldığımız domates salçası, süpermarketten aldığımız salçadan çok daha iyi.)
The tomato paste dediğinde, belli, Gaziantepten alınan domates salçası olduğunu anlıyoruz. Kastettiği anlamı belirginleştiriyor. The supermarket paste dediğinde ise daha önceden süpermarketten salça alıp beğenmediklerini anlıyoruz.
2. Gİdilecek Yer Bariz veya Tek İse Kullanılır.
İngilizce’de belli başlı yerlerden, dünyada tek olan bir mekandan söz ediyorsak the kullanılır.
- The earth moves around the sun. ( Dünya Güneş’in etrafında döner.)
Gördüğünüz üzere burada “the” kullanmasının sebebi, Dünya’nın ve Güneş’in tek, biricik varlıklar olmasından kaynaklıdır. “Bir dünya, bir güneş” diyerek sıradanlaştıramayız çünkü başka Güneş veya Dünya yok.
- We lay on the grass and watched the stars. ( Çimenlere uzanıp yıldızları izledik.)
Burada dünyaca bilinen evrensel şeylerden bahsettiği için the kullanıyor. Herkes “çimenleri” ve ” yıldızları” bilir.
- I want to go to the Black Sea region a lot. (Karadeniz bölgesine gitmeyi çok istiyorum.)
Karadeniz Bölgesi tek, biricik bir bölge. Bu yüzden The kullanıyoruz.
3. Daha Önce Bahsedilen Bir Varlıktan Tekrar Bahsederken The Kullanılır.
Daha önce bahsettiğimiz varlıklardan bahsedersek “the” article’ini kullanarak, daha önce kullandığımızı ya da bildiğimizi belli ederiz.
- I don’t buy the newspaper these days. It’s free on the Internet. ( Bu günlerde gazete satın almıyorum. Internette ücretsiz çünkü.)
Daha önce bildiği, kullandığı şeylerden söz ediyor. Gazete ve İnternet. Bu yüzden the kullanılıyor.
- There were three questions. The first two were relatively easy but the third one was hard. ( Üç soru vardı. İlk ikisi oldukça kolaydı ama üçüncüsü zordu.)
Üç sorudan bahsediyor. Daha sonra ise “the” eki kullanarak üç soruyu kastettiğine gönderme yapıyor.
- There was an accident here yesterday. A car hit a tree and the driver was killed. (Dün bir kaza oldu. Bir araba bir ağaca çarptı ve şoför öldü)
Tanımadığı birinin yaptığı kazadan söz ediyor. Ancak kazayı anlatırken “the driver” diyor, çünkü kazadaki sürücünün öldüğüne atıf yapıyor.
4. The Müzik Aletlerinden Bahsedilirken Kullanılır.
Müzik aletlerinden bahsederken the article’ı kullanılır çünkü tüm müzik aletleri farklıları olsa da temelde aynıdır.
- He taught himself to play the violin. ( Kendi kendine keman çalmayı öğrendi.)
- Beethoven’s fifth symphony has been arranged for the piano. ( Beethoven’ın beşinci senfonisi piyano için aranje edildi.)
- Apart from a few nicks in the varnish, the guitar is in very good condition. ( Verniğindeki ufak çentikler dışında gitarın kondisyonu çok iyidir.)
Gördüğünüz üzere üç örnekte de enstrümanlardan the article’ı ile bahsettik. Çünkü kişiler örnek cümlelerde belli nesnelerden bahsediyorlar.
5. The Bazı Sistemlerden ve Hizmetlerden Önce Kullanılır.
Bazı belli başlı şeylerden söz ederken, söz ettiğimiz şey belli bir şey olduğu için the kullanırız.
- The nights are getting longer. (Geceler uzuyor.)
- You’re the third person to ask me that. (bunu soran üçüncü kişisin)
- How’s the (= your) baby? (bebeğin nasıl?)
Üç cümlede de bazı belli şeylerden bahsediyor. Bu yüzden the article kullanılmış.
6. The İnsanları Gruplandırırken Kullanılır.
İnsanları, milletleri nitelendirirken the kullanırız.
- The Spanish are known for their warm hospitality. (Ispanyollar sıcak misafirperverliğiyle bilinirler.)
- Don’t forget to invite the Jordans. ( Jordanları davet etmeyi unutma.)
- I think the rich should pay more tax and that the poor shouldn’t pay any. (Bence zenginler daha fazla vergi ödemeli ve fakirler hiç vergi ödememeli.)
Yukarıda sırayla üç farklı insan grubundan bahsettik. The Spanish derken tüm İspanyolları kastettiğimiz için The kullandık. The Jordans derken, Jordans’ın tüm ailesini kast ettik. The rich and The poor derken ise tüm zengin insanları, ve tüm fakir insanları kast ettik.
7. The Ünlü Binalardan ve Eserlerden Bahsederken Kullanılır.
Ünlü binalardan , ünlü eserlerden bahsederken The article’ı kullanırız.
- The Mona Lisa painting is very famous for centuries. (Mona Lisa tablosu yüzyıllardır çok ünlü).
- The Time Square is never empty at nights. ( Geceleri Time Square hiç boş kalmaz.)
- The White House is surrounded by the crowds. (Beyaz Saray kalabalıklarla çevrilmiş.)
Gördüğünüz üzere üç örnek cümlemizde de ünlü binalar veya eserler söz konusu. Bu eserlerin hepsi spesifik olduğu için the kullanıyoruz.
8. The Organizasyon ve Yayıncı Adları İçin Kullanılır.
Organizasyonlardan ve yayıncı adlarından bahsederken the kullanırız.
- The Metropolitan Museum of Art is one of the world’s largest and finest art museums. (Metropolitan Sanat Müzesi dünyanın en büyük ve en iyi sanat müzelerinden birisidir.)
- The ACLU (American Civil Liberties Union) dares to create a more perfect union — beyond one person, party, or side. (Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği bir kişinin, partinin ya da tarafın ötesinde , daha mükemmel bir birlik yaratmayı amaçlar.)
- The Planned Parenthood Federation of America (PPFA) is a nonprofit organization that provides sexual health care in the United States and globally. (Amerikan Planlanmış Ebeveynlik Federasyonu Amerikada ve dünyada kâr gütmeyen, cinsel sağlık üzerine çalışan bir organizasyondur.)
Gördüğünüz üzere, üç cümlede de belli başlı kuruluş ve organizasyonlardan bahsettik
9. The Aile İsimlerinden Önce Kullanılır
- Don’t forget to invite the Jordans. ( Jordanları davet etmeyi unutma.)
- The Smiths are already on a vacation. (Simitler çoktan bir tatile çıktı.)
- The Davis do not invite anyone to their celebration. (Davisler kutlamalarına kimseyi davet etmiyor.)
The, aile isimlerinde tüm aileyi nitelemek için kullanılır.
İngilizcede The Nerede Kullanılmaz?
İngilizce’de her isimden önce the kullanmak da elbette ki yanlış. Bazı kurallar ve istisnalar var uymanız gereken. Örneğin, eğer bir ülkede spesifik olarak “the” yoksa, ülkelerden bahsederken the kullanmanız gerekmez.
1. The Ülke İsimlerinden Önce Kullanılmaz
Ülkelerden bahsederken the kullanmanıza gerek yoktur. Örneğin, the Turkey, the Iran, The Azerbaijan gibi ifadeler yanlıştır. Ülke isimleri ve ülke okunuşları konusunda bir tahmin yürütmemeliyiz. Ülkeyi araştırıp internetten baktığımızda zaten başında “the” olup olmadığını görürüz. Tıpkı the USA gibi.
Eğer Ülke İsimlerinde Republic, Kingdom, United Sözcükleri Varsa The Kullanılır.
Evet, eğer bir ülkede “Republic, Kingdom, United” gibi sözcükleri varsa the kullanılır. Örneğin The United Kingdom
- the United States
- the United Kingdom
- United Arab Emirates
- The Democratic Republic of Congo
- The Philippines
2. The Şehir İsimlerinden Önce Kullanılmaz.
Şehir isimlerinden önce “the” kullanmamız gerekmemektedir. Bazı istisnalar haricinde, hiçbir şehri tanımlarken The kullanılmaz. Bu, İngilizcedeki gramer kurallarından bir tanesidir.
- The Malatya is famous for their apricots. (Malatya kayısısıyla meşhurdur.
Bu cümle yanlış. Doğrusu the ekini atmak olacak. Çünkü Şehirlerle the kullanılmaz.
- Tokyo is a great multicultural city. ( Tokyo muhteşem bir multi kültürlü şehir. )
Bu cümle doğru. The kullanmamız gerekmiyor.
- The Ankara is the capital city of Turkey. (Ankara Türkiye’nin başkenti.)
The kullanımı, yukarıda da belirttiğimiz üzere yanlıştır.
3. The İnsan İsimlerinden Önce Kullanılmaz.
Insan isimlerinden önce the kullanmak yanlıştır, çünkü gerek gramatik gerekse mantık olarak insanlardan bahsederken the kullanmanın bir sebebi yoktur.
- Hailey Bieber is the wife of Justin Bieber. (Hailey Bieber, Justin Bieber’in karısıdır.)
- Elon Musk is the richest person on the planet now. (Elon Musk gezegendeki en zengin kişidir.)
- If you wanna get to know Esra, you should be asking more specific questions. (Eğer Esrayı tanımak istiyorsan, daha spesifik sorular sormalısın.)
Gördüğünüz üzere üç cümlede de kişilerden bahsederken the kullanmadık.
İngilizcede The Kalıpları
Bir de, İngilizce’de The kalıpları vardır. Bu kalıplar iş hayatında mail yazarken, okulda essay yazarken işimize çok yararlar. Bu kalıpları bilmek bize konuşurken ve yazışırken dile hakim olma gibi kolaylıklar sağlar.
- The fact that Kullanımı
- by the way Kullanımı
- on the other hand Kullanımı
- On The Other Hand Kullanımı
- The Same As Kullanımı
- The Reason Why Kullanımı
- With the Aim of Kullanımı
- To The Kullanımı
- By the End Of Kullanımı
- On The Grounds Kullanımı
- In The Meantime Kullanımı
- At the Moment Kullanımı
- The Most Kullanımı
- In Spite of the Fact That Kullanımı
- By The Time Kullanımı
- The Reason for This Kullanımı
- For the Extend That Kullanımı
- The Last Time Kullanımı
- In the Event of Kullanımı
- The Majority of Kullanımı
- With the Aim of Kullanımı
Aşağıda sizin için bu İngilizce essay yazım kalıplarını örneklendirip listeleyeceğiz.
1. The Fact That Kullanımı
“…the fact that… ” gerçek şu ki anlamına gelmektedir. Kalıp olarak kullanılır ve devamında bir cümle gelir.
- Isn’t it the fact that the firm is losing money? (Firmanın para kaybettiği zaten belli değil mi?)
- I know for the fact (= I am certain) that she’s involved in something illegal. (Eminim ki illegal bir işe karıştı.)
- It’s the fact that dogs have an acute sense of smell. ( Gerçek şu ki köpeklerin akut bir koku duyusu vardır.)
2. By The Way Kullanımı
By the way, İngilizce’de bu arada anlamına gelmektedir.
- I think we’ve discussed everything we need to – by the way, what time is it? (Konuşmamız gereken her şeyi konuştuk sanırım, bu arada, saat kaçtı?)
- by the way, my name’s Julie. (bu arada, ismim Julie)
- By the way, I heard that Phyllis may be moving to Dallas. ( Bu arada, Phyllis’in Dallas’a taşınabileceğini duydum.)
Gördüğünüz üzere , by the way ekini “bu arada” anlamı taşıyan şekilde kullandık.
3. On The Other Hand Kullanımı
On the other hand, “bunun yanı sıra, diğer taraftan” demektir. İngilizce’de sıkça kullanılır. Gerek günlük hayatta, gerekse makale yazımında karşıtlığı belirtmek için sıkça kullanılmış ifadeler arasındadır.
- My husband likes classical music – I, on the other hand, like all kinds. (Kocam klasik müzik dinlemeyi sever, diğer taraftan ben ise tüm müzik türlerini severim.)
- On the one hand I’d like a job that pays more, but on the other hand I enjoy the work I’m doing at the moment. ( Bir yandan daha paralı bir iş isterim, bir yandan da şu anki işimden memnunum.)
- On the one hand they’d love to have kids, but on the other, they don’t want to give up their freedom. (Bir yandan çocuk sahibi olmak istiyorlardı, öte yandan özgürlüklerinden vaz geçmek istemiyorlardı.)
Tüm cümlelerde “on the other hand” bir yandan, diğer taraftan anlamında kullanılmıştır. On the one hand…. on the other hand ise bir cümle kalıbıdır.
4. The Same As Kullanımı
The same as, tıpatıp aynı anlamına gelmektedir.
- Hilary’s the same age as me. (Hilary benimle aynı yaşta.)
- She brought up her children in just (= exactly) the same way her mother did. (O, çocuklarını, tıpkı annesinin yetiştirdiği gibi yetiştirdi.)
- She was wearing exactly the same dress as I was. (O benim giydiğim elbisenin tıpatıp aynısını giyiyordu.)
The same as, “tıpkı, aynı” anlamında kullanılmıştır. “The same… as” bir kalıptır. Yukarıdaki cümlelerde the same “dress” as I was şeklinde kullanıldığını görebilirsiniz.
5. The Reason Why Kullanımı
“The reason why” arkasındaki sebep, sebebi anlamlarında kullanılmaktadır.
- The reason why grass is green was a mystery to the little boy. ( Çimenlerin niye yeşil olduğu küçük oğlum için tam bir gizem.)
- The reason (why) I didn’t contact you was that I was only in town for a few hours. (Seninle iletişim kurmamamın sebebi kasabaya sadece birkaç saatliğine gelmiş olmam.)
- Is there a reason why you just listed people’s initials and not their full names? (İnsanların tam adını yazmak yerine sadece baş harflerini yazmanın bir sebebi var mı?)
The reason why… kalıbı gramatik bir kalıptır. Bu kalıptan sonra arkasından cümle gelir. Sebebini açıkladığımz şeyler için kullanırız. Örneğin ” the reason why grass is green…. + cümlecik” geliyor.
6. With the Aim of Kullanımı
“with the aim of” kalıbı, İngilizce’de “amacıyla” manasında kullanılmaktadır. Resmi bir kalıptır. Sebebini belirtmek istediğimiz niyetler için kullanırız.
- The leaflet has been produced with the aim of increasing public awareness of the disease. ( Broşür hastalığa karşı toplum farkındalığı kazandırmak için üretildi.)
- The aim of the association is to perpetuate the skills of traditional furniture design (Birliğin amacı geleneksel mobilya dizaynını uzun yıllar idame ettirmek.)
- The aim is to improve the public image of the police. (Amaç polislerin toplumdaki algısını iyi anlamda geliştirmek.)
With the aim of kalıbını yukarıdaki cümle örneklerinde görebilirsiniz. Amacıyla, sebebiyle anlamlarında kullanılmıştır.
7. To The Kullanımı
To the…. ile başlayan birçok İngilizce kalıp vardır. Genellikle “… için” anlamına gelirler.
- I was worried that it might be too hard for me but it turned out the contrary was true. (Benim için çok zor olmasından endişeliydim ama aksi olduğu meydana çıktı.)
- He’s a Conservative to the core. (Dibine kadar muhafazakar biri.)
- The president fought for his plan to the bitter end. (Başkan, kötü sona kadar planı için savaştı.)
Yukarıda üç ayrı cümle örneğinde üç ayrı “to the” kalıbı görüyorsunuz.
8. By the End Of Kullanımı
“By the end of” sonuna kadar anlamına gelmektedir.
- We damaged the end of the piano when we moved it. (Oynatırken piyanonun kuyruğunu zedeledik.)
- He wants the reports by the end of the month. ( Raporları ay sonuna kadar bekliyor.)
- I hope to finish this by the end of the week. (Hafta sonuna kadar bunu bitirmeyi planlıyorum.)
Yukarıdaki cü mlelerde by the end of, sonuna kadar anlamında kullanılmıştır. Ay sonuna kadar raporları istiyor cümlesinde “by the end of the month” olarak çekimlenmiştir.
9. On The Grounds Kullanımı
On the grounds of, temeline dayandırılarak, olması nedeniyle anlamına gelmektedir.
- The case was dismissed on the ground that there was insufficient evidence. ( Dava yetersiz kanıt sebebi ile azledilmiştir.)
- Employers cannot discriminate on grounds of age. (İşçiler yaş sebebiyle ayrımcılığa uğrayamaz.)
- There are reasonable grounds to believe that a crime has been committed. ( Suçun işlendiğine dair ayağı yere basan kanıtlar vardır.)
on the grounds of… kalıbı ile resmi bir şekilde cümlemizi kurabiliyoruz. Mesela davanın azledildiğini “on the ground that… + cümlecik” ile yazabiliriz.
10. In The Meantime Kullanımı
“In the meantime” bu arada, bu süre içinde anlamlarında kullanılan İngilizce bir kalıptır.
- My first novel was rejected by six publishers. In the meantime I had written a play. (İlk romanım altı yayınevi tarafından reddedildi. Bu arada bir oyun yazmıştım.)
- The next programme starts in five minutes; in the meantime, here’s some music ( Bir sonraki program beş dakika içinde başlıyor, bu arada, biraz müzik dinleyelim.)
- I’m changing my email address but for the meantime you can use the old one. (E mail adresimi değiştiriyorum ama bu arada eskisini kullanabilirim.)
“in the meantime” + cümlecik gelir. In the meantime’dan sonra kelimeler değil, cümleciklerle devam edilir.
12. The Most Kullanımı
The most ingilizcede “en çok” anlamına gelir. The most aynı zamanda “insanların çoğunluğu” anlamında da kullanılmaktadır.
- As a news item it merits a short paragraph at most. (Yeni bir haber olduğu için ancak en fazla kısa bir paragrafa layık olur.)
at most kalıbı maksimum anlamındadır.
- There were 50 people there, at the very most. (En fazla 50 kişi oradaydı.)
at the very most kalıbı, en fazla , maksimum anlamındadır.
- It’s my first trip abroad so I’m going to make the most of it. ( Bu benim ilk yurtdışı seyahatim bu yüzden kazanabildiğim kadar çok şey kazanacağım (kültürel anlamda.))
the most of it kalıbı bir şeyden en fazla yararlanmak anlamındadır.
13. In Spite of the Fact That Kullanımı
In spite of the fact that kalıbı “-e karşın, -e rağmen” anlamlarına gelmektedir.
- In spite of the scale of the famine, the relief workers struggled on with dauntless optimism and commitment. (Kıtlık ölçeğine karşın, yardım görevlileri gözükpek iyimserlik ve bağlılıkta zorlandı.)
- Jane’s been unfaithful to Jim three times, but he still loves her in spite of everything. ( Jane Jim’e karşı üç defa sadakatsizlik etti ama Jim her şeye rağmen onu seviyor.)
- In spite of his injury, Ricardo will play in Saturday’s match. (Yarasına karşın, Ricardo Cumartesi günkü maçta yer alacak.)
“in spite of” kalıbı, yukarıdaki cümlelerde örneklendirilmiştir. Yalnızca “in spite of” kullandığınızda ardından cümle değil, kelimeler gelebilir. Ancak “in spite of the fact that” kalıbını kullanırsanız, ardından fiili olan bir cümle yazmanız gerekir.
14. By The Time Kullanımı
By the time, İngilizce’de “-dığı zaman, zamana kadar” anlamlarında kullanılmaktadır.
- I thought you’d be done by this time.( Bu zamana kadar bitireceğini düşünmüştüm.)
- Matters grew worse by the minute. (Olaylar anında kötüleşti)
- By the time you grow up, you will be prettier. (Büyüdüğün vakit, daha hoş görüneceksin.)
Bu örneklerde “by this time” bu zamana kadar, “by the minute” anında, “by the time” ise o zaman anlamlarında kullanılmıştır.
15. The Reason for This Kullanımı
The reason for this kalıbı bu sebepten dolayı anlamında kullanılır.
- I have no particular reason for doubting him. ( Ondan şüphe etmem için bi sebep yok.)
- For this reason, it’s important to have friends who will support you. ( Bu yüzden, seni destekleyecek dostlar bulman önemli.)
- Sometimes I cry for no reason at all. (Bazen hiçbir sebep yokken ağlıyorum.)
Yukarıdaki örneklerde reason içeren kalıpları görüyorsunuz.
16. For the Extend That Kullanımı
“For the extend that” bunu genişletmek için, anlamında kullanılmaktadır.
- to extend a fence/road/house (bir evi genişletmek)
- There are plans to extend the children’s play area. (çocukların oyun alanını genişletmek için planlar var.)
- The Democratic candidate extended her early lead in the polls. (Demokrat aday öncülüğünü seçimlere uzattı.)
extend fiili genişletmek anlamında kullanılmıştır.
17. The Last Time Kullanımı
The last time, son vakit anlamındadır.
- Don’t leave everything till the last time. (Her şeyi son ana bırakma)
- Why do you leave it until the last possible time before getting ready to leave? (Niye hazırlanmak varken olabilecek son dakikaya kdar bekliyorsun?)
- They changed the plans at the last time. (Son vakitte planları değiştirdiler.)
Son vakitler anlamında kullanılmıstır.
18. In the Event of Kullanımı
In the event of, vukuunda, halinde anlamlarında kullanılan bir kalıptır.
- In the event of an accident, call this number. (Bir kaza halinde, bu numarayı ara.)
- Sheila will inherit everything in the event of his death. (Ölümü halide Sheila her şeyi miras alacak.)
- In the unlikely event of a crash, please remain calm. (Bir kaza halinde, lütfen sakin kalın.)
In the event of, halinde anlamındadır. Bu kalıptan sonra fiilli cümle gelmez, yalnızca noun gelir.
19. The Majority of Kullanımı
The majority of, çoğunluğu anlamına gelen bir kalıptır.
- The majority of the employees have university degrees. (Çalışanların büyük bir çoğunluğu üniversite diplomasına sahip.)
- A large majority of people approve of the death sentence. (Insanların büyük çoğumluğu idamı onaylıyor.)
- In Britain women are in the/a majority. (Britanyada kadınlar çoğunluktadır.)
Gördüğünüz üzere üç örnekte de kalıptan sonra fiil değil, noun geldi.
20. With the Aim of Kullanımı
“with the aim of” kalıbı, İngilizce’de “amacıyla” manasında kullanılmaktadır. Resmi bir kalıptır. Sebebini belirtmek istediğimiz niyetler için kullanırız.
- The leaflet has been produced with the aim of increasing public awareness of the disease. ( Broşür hastalığa karşı toplum farkındalığı kazandırmak için üretildi.)
- The aim of the association is to perpetuate the skills of traditional furniture design (Birliğin amacı geleneksel mobilya dizaynını uzun yıllar idame ettirmek.)
- The aim is to improve the public image of the police. (Amaç polislerin toplumdaki algısını iyi anlamda geliştirmek.)
With the aim of kalıbını yukarıdaki cümle örneklerinde görebilirsiniz. Amacıyla, sebebiyle anlamlarında kullanılmıştır.
İngilizcede The Ne Demektir?
Ingilizce gramer kurallarını bilmek çok önemlidir çünkü dile olan yetkinliğimizi belli eder. “the” bir article’dır ve isimlerin önüne, onları belli etmek için yerleştirilir. Her ismin başına gelmez. Belli istisnalar, kurallar mevcuttur.