Reported speech ya da indirect speech olarak bilinen ve Türkçede dolaylı anlatım olarak karşılık bulan İngilizce gramer konusu, bir başkasının ifade ettiği cümleleri karşı tarafa ‘diye söyledi, diye ifade etti’ gibi kalıplar ile aktarabilmenizi sağlamaktadır. Kendi dilimizde konuşurken belki de zaman zaman farkında bile olmadan kurduğumuz dolaylı anlatım cümleleri İngilizce öğrenmeye yeni başlamış biri için biraz zor olabilecek olsa da, direkt cümleleri iyi öğrenmiş ve bunlar üzerinde pratiğini tamamlamış olan kişilerin dolaylı anlatım ile de bir sıkıntı yaşama ihtimali düşük olacaktır.
İngilizce reported speech konu anlatımı ile ilgili detaylı bilgilere ulaşabileceğiniz yazımızda aşağıdaki maddeler ile ilgili de bilgilere erişebilirsiniz;
- Reported speech questions (sorular)
- Reported speech examples (örnekler)
- Reported speech rules (kurallar)
- Reported speech tense değişimleri (reported speech zaman değişim tablosu / tense changes in reported speech)
- Direct speech reported speech farkı
Bu ve daha fazlası için yazımızın devamını inceleyebilirsiniz. Keyifli okumalar dileriz.
Reported Speech Nasıl Kullanılır?
Dilerseniz reported speech nasıl kullanılır? başlığı ile çalışmamıza başlayalım. Türkçesi ‘dolaylı anlatım’ olan reported speech, bir kişinin söylediği bir şeyi bir başkasına ifade ederken kullandığımız bir dil bilgisi öğesidir. Bir başka deyişle, cümleyi direkt değil de dolaylı anlatım ile ifade etme şeklidir.
Aktarılacak cümledeki olayın tarihi geçmiş zaman, şimdiki zaman ya da gelecek zaman içerisinde kendine bir yer bulabilir. Bahsi geçen olay bir başkasına iletilirken ise, aynı şekilde şimdiki zaman, geçmiş zaman ya da gelecek zaman ifadeleri kullanılabilir.
Konunun daha rahat anlaşılabilmesi için temel bir örnek ile devam edelim;
Orijinal cümle: Ashley: I like to ride a bike. (Ashley: Bisiklet sürmeyi severim.) / Bu Ashley’nin ağzından çıkan cümledir.
Direct speech örneği: Ashley said: ‘I like to ride a bike.’ (Ashley, ‘bisiklet sürmeyi severim’ dedi. / Bu cümle Ashley’nin ağzından çıkan cümlenin aktarılması şeklidir. İngilizce gramerde bu tarz cümleler direct speech örnekleri olarak anılır.
Indirect speech / reported speech örneği: Ashley said (that) she likes to ride a bike. (Ashley, bisiklet sürmeyi sevdiğini söyledi.) / Bu cümle ise, olay dolaylı yoldan ifade edilmektedir. Reported speech’e bir örnek olan bu cümlede özne ve iyelik ekleri cümleye göre uyarlanmıştır. Bazı reported speech cümlelerinde, tense yani zamanlar da değiştirilmelidir fakat bu cümle genel bir yargıyı ifade etmesi bakımından buna ihtiyaç duymamaktadır.
Reported speech kullanımında, anlatılanlar bir adım geri alınarak ifade edilmelidir. Bir başka deyişle cümledeki zamanlar bir zaman dilimi geri alınarak söylenmelidir. Aynı şekilde zaman zarflarının da bir geçmiş zamana uyarlanması gerekmektedir.
Bir cümleyi reported speech haline çevirirken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta tense yani zamanlardır. Cümleyi dönüştürürken bir geçmiş zaman üzerinden ifade etmeniz gerekmektedir. Bir başka deyişle, direct speech hangi zaman üzerinden verilmişse, indirect speech onun bir geçmiş zamanı üzerinden ifade edilmelidir.
Zaman değişimlerini beraber inceleyelim;
Direct Speech / Direkt Anlatım | Indirect Speech (Reported Speech) / Dolaylı Anlatım |
Present Simple (Geniş Zaman) | Past Simple (Geçmiş Zaman) |
Present Continuous (Şimdiki Zaman) | Past Continuous (Geçmiş Zamanda Süreklilik) |
Present Perfect (Yakın Geçmiş) | Past Perfect (Mişli Geçmiş Zaman) |
Past Simple (Geçmiş Zaman) | Past Simple / Past Perfect (Geçmiş Zaman / Mişli Geçmiş Zaman) |
Past Continuous (Geçmiş Zamanda Süreklilik) | Past Continuous / Past Perfect Continuous (Geçmiş Zamanda Süreklilik / Mişli Geçmiş) |
Future Simple (Gelecek Zaman) | Would |
Reported speech tense değişimleri örnekleri :
- Direct speech örneği: My boyfriend said: ‘I will write to you the next day.’ (Erkek arkadaşım ertesi gün sana yazacağım dedi.)
Indirect speech dönüşümü: My boyfriend said -that- he would write to me the next day. (Erkek arkadaşım ertesi gün bana yazacağını söyledi.)
- Direct speech örneği: He said: ‘I am cleaning my room.’ (O: ‘odamı temizliyorum’ dedi.)
Indirect speech dönüşümü: He said -that- he was cleaning his room. (O, odasını temizlediğini söyledi.)
- Direct speech örneği: My cousin said: ‘Ricky was cooking the dinner when Jane called him.’ (Kuzenim, ‘Ricky, Jane onu aradığı zaman akşam yemeğini pişiriyordu’ dedi.)
Indirect speech dönüşümü: My cousin said -that- Ricky had been cooking the dinner, when Jane had called him. (Kuzenim, Jane onu aradığında Ricky’nin akşam yemeği hazırladığını söyledi.)
Burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta var, doğruluğu her daim geçerli olan durumlar için ve dolaylı anlatım esnasında gerçekleşen olaylar için tense yani zamanları değiştirmiyoruz.
Örnekler:
- Direct speech örneği: A girl said “The Sun rises every morning.” to me.
Indirect speech dönüşümü: A girl said to me (that) the Sun rises every morning.
- Direct speech örneği: Your boyfriend says “I love her”
Indirect speech dönüşümü: Your boyfriend says he loves you.
Personal Pronouns, Possessive Pronouns ve Possessive Adjectives Kullanımı
Kişi zamirleri anlamına gelen personal pronouns (I, you, he, she, it, we, you, they), iyelik zamirleri anlamına gelen possessive pronouns (mine, yours, his, hers, its, ours, yours, theirs) ve iyelik sıfatları anlamına gelen possessive adjectives (my, your, his, her, its, our, your, their) direct speech’i indirect speech / reported speech yani dolaylı anlatıma dönüştürürken değişmektedir.
Örneğin, cümle kurulurken kullanılan I yani ben kişi zamiri, cümle reported speech’e dönüştürülürken he / she yani o kişi zamirine dönüştürülmelidir. Buna ek olarak görevi aitlik bildirmek olan iyelik zamirleri ve iyelik sıfarları da uygun bir şekilde dönüştürülmelidir.
Konu ile ilgili cümle örneklerini inceleyelim;
- Direct speech örneği: Remziye said “My cousin took some papers from your room.” (Remziye “kuzenim odandan biraz kağıt aldı.” dedi.)
Indirect speech dönüşümü: Remziye said -that- her cousin took / had taken some papers from my room. (Remziye kuzeninin odamdan biraz kağıt aldığını söyledi.)
- Direct speech örneği: He said “I can call you in a week if it is okay with you.” (O, “eğer senin için de uygunsa seni bir hafta içerisinde arayabilirim” dedi.)
Indirect speech dönüşümü: He said -that- he could call me in a week if it is okay with me. (O, eğer benim için de uygunsa, beni bir hafta içerisinde arayabileceğini söyledi.)
- Direct speech örneği: Ricky: ‘I will be at the theater if you want to see me.’ (Ricky: ‘Eğer beni görmek istersen tiyatroda olacağım.’
Indirect speech dönüşümü: Ricky said -that- he would be at the theater if I want to see him. (Ricky onu görmek istersem tiyatroda olacağını söyledi.)
- Direct speech örneği: Linda: I was living in Los Angeles. (Linda: Ben Los Angeles’ta yaşıyordum.)
Indirect speech dönüşümü: Linda told me -that- she had been living in Los Angeles. (Linda bana Los Angeles’ta yaşamakta olduğunu söyledi.)
- Direct speech örneği: Jessica Hyde: You should not be worried, because I will be there for you. (Jessica Hyde: Endişe etmemelisin, çünkü ben yanında olacağım.)
Indirect speech dönüşümü: Jessica Hyde told me -that- I should not be worried, because she would be there for me. (Jessica Hyde endişelenmememi, çünkü benim yanımda olacağını söyledi.)
- Direct speech örneği: Aslı: ‘I am a good singer.’ (‘Aslı: Ben iyi bir şarkıcıyım.’)
Indirect speech dönüşümü: Aslı said -that- she is a good singer. (Aslı, iyi bir şarkısı olduğunu ifade etti.)
- Direct speech örneği: Nesli: ‘I bought a present for her birthday.’ (Nesli: ‘Ona doğum günü için bir hediye aldım.’)
Indirect speech dönüşümü: Nesli told me that she had bought a present for her birthday. (Nesli bana onun doğum günü için ona bir hediye aldığını söyledi.)
- Direct speech örneği: You should drink your milk. (Sütünü içmelisin.)
Indirect speech dönüşümü: He said -that- I should drink my milk. (Sütümü içmem gerektiğini söyledi.)
- Direct speech örneği: I can speak Spanish fluently. (İspanyolca’yı akıcı bir şekilde konuşabiliyorum.)
Indirect speech dönüşümü: She said -that- she can speak Spanish fluently. (İspanyolca’yı akıcı bir şekilde konuşabildiğini söyledi.)
Direct speech örneği: Ali: It was not an entertaining party, we all got bored. (Ali: Eğlenceli bir parti değildi, hepimiz sıkıldık.)
Indirect speech dönüşümü: Ali said -that- it was not an entertaining party, they all got bored. (Ali, eğlenceli bir parti olmadığını ve onların sıkıldığını söyledi.)
- Direct speech örneği: You were drinking your coffee when I saw you. (Seni gördüğümde kahveni içiyordun.)
Indirect speech dönüşümü: He said that I had been drinking my coffee when he saw me. (Beni gördüğünde kahvemi içiyor olduğumu söyledi.)
- Direct speech örneği: Leman: ‘You shall come later.’ (Leman: ‘sonra gelebilirsin’.)
Indirect speech dönüşümü: Leman said -that- I shall come later. (Leman daha sonra gelebileceğimi söyledi.)
Reported Speech: Time Expressions Kullanımı
Time expressions yani zaman ifadeleri, tense yani zamanlarda olduğu gibi reported speech’e dönüştürülen cümlelerde değiştirilmeye ihtiyaç duymaktadır. Cümlenin anlamını kaybetmemesi adına yapılacak olan bu değişimde bazı kalıplar yerine bazı belli kalıplar kullanılmalıdır. Aşağıdaki tabloda bu kalıplar ve reported speech yapmak için dönüştürülecekleri karşılıklarını sizler için örneklendirdik.
Direct Speech / Direkt İfade | Reported Speech / Dolaylı İfade |
Now (Şimdi) | Then (O zaman) |
Today – Tonight (Bugün – Bu akşam) | That day – That night (O gün – O akşam) |
Tomorrow (Yarın) | The next day / The following day (Ertesi gün / Bir gün sonra) |
Yesterday (Dün) | The day before / The previous day (Bir gün önce) |
This (evening) ( Bu akşam) | That (evening) (O akşam) |
These days (Bu günler) | Those days (O günler) |
Last month (Geçen ay) | The month before / The previous month (Bir ay önce / Önceki ay) |
Next weekend (Gelecek hafta sonu) | The weekend after / The following weekend (Gelecek hafta sonu) |
Konu ile ilgili cümle örnekleri:
- Direct speech örneği: She said “I will take him to the movies tomorrow.” (‘Onu yarın sinemaya götüreceğim’ dedi.)
Indirect speech dönüşümü: She said -that- she would take him to the movies the next day/ the following day. (Onu ertesi gün / o günü takip eden gün sinemaya götüreceğini söyledi.)
- Direct speech örneği: Barbara said “I am drinking a cup of tea now.” (Barbara, ‘Şu an bir fincan çay içiyorum’ dedi.)
Indirect speech dönüşümü: Barbara said -that- she was drinking a cup of coffee then. (Barbara o an bir fincan çay içtiğini ifade etti.)
- Direct speech örneği: Tomris said “They went to Berlin last week.” (Tomris, ‘Geçen hafta Berlin’e gittik’ dedi.)
Indirect speech dönüşümü: Tomris said -that- they went to Berlin the week before/ the previous week. (Tomris, önceki hafta Berlin’e gittiklerini ifade etti.
- Direct speech örneği: Paris: ‘I do not have any plans for this evening.’ (Paris: ‘Bu akşam için herhangi bir planım yok.)
Indirect speech dönüşümü: Paris said -that- she does not have any plans for that evening.
- Direct speech örneği: These days are really rough, aren’t they? (Bu günler gerçekten zor, öyle değil mi?)
Indirect speech dönüşümü: He said -that- those days were really rough. (O günlerin çok zor olduğunu söyledi.)
- Direct speech örneği: Vural: ‘They were making plans about the trip they will go next week.’ (Vural: Gelecek hafta gidecekleri seyahat ile ilgili planlar yapıyorlardı.)
Indirect speech dönüşümü: Vural said -that- they had been making plans about the trip they will go the following week. (Vural, gelecek hafta gidecekleri seyahat için planlar yaptıklarını söyledi.)
- Direct speech örneği: Fatoş: ‘I will go to visit my grandmother this weekend.’ (Fatoş: ‘Bu hafta sonu büyük annemi ziyaret edeceğim.)
Indirect speech dönüşümü: Fatoş said -that- she would visit her grandmother that weekend.’ (Fatoş büyük annesini o hafta sonu ziyarete gideceğini söyledi.)
Reported Speech : Ask ve Tell Kullanımı
Reported speech yani dolaylı anlatım ifadelerinde, yer yer söylemek anlamına gelen ‘say’ fiili ile yine söylemek anlamını taşıyan bir başka fiil olan ‘tell’ fiilinin ya da rica etmek, sormak anlamlarına gelen ‘ask’ fiilinin kullanıldığını görebilirsiniz. Eğer bir cümle rica cümlesi ise ask fiili, emir cümlesi ise tell fiili daha sıklıklıkla tercih edilmektedir. Bu tür cümleler oluşturulurken cümlenin zaman yapısı yani tense’i değiştirilmez ve aradaki bağlantı to eki ile oluşturulur.
Konu ile ilgili örnek cümleler:
- Direct speech örneği: Do not drink that water! (O suyu içme!)
Indirect speech dönüşümü: He told me not to drink that water. (O bana, o suyu içmememi söyledi.)
- Direct speech örneği: Do not listen to your heart! (Kalbini dinleme!)
Indirect speech dönüşümü: She told me not to listen to my heart. (Bana kalbimi dinlemememi söyledi.)
- Direct speech örneği: Do not let her call you every time she wants. (Onun seni istediği her zaman arayabilmesine izin verme.)
Indirect speech dönüşümü: He told me not to let her call me every time she wants. (O bana, onu beni istediği her zaman arayabilmesine izin vermememi söyledi.)
- Direct speech örneği: Can you please turn the volume up, I can not hear a thing. (Lütfen sesi açar mısın, hiçbir şey duyamıyorum.)
Indirect speech dönüşümü: He asked me to turn the volume up. (Benden sesi açmamı rica etti.)
- Direct speech örneği: Could you please open the door for me? (Lütfen benim için kapıyı açabilir misin?)
Indirect speech dönüşümü: She asked me to open the door for her. (Onun için kapıyı açmamı rica etti.)
- Direct speech örneği: Can you please take your computer with you? (Bilgisayarını da yanına alabilir misin lütfen?)
Indirect speech dönüşümü: They asked me to take my computer with me. (Bilgisayarımı da yanıma almamı rica ettiler.)
- Direct speech örneği: Would you marry me? (Benimle evlenir misin?)
Indirect speech dönüşümü: She asked me to marry her. (Onunla evlenir miyim diye sordu / Onunla evlenmemi rica etti.)
Reported Speech : Modal Verbs Kullanımı
İngilizcede olasılık, rica, gereklilik gibi anlamların ifadesinde kullanılan modal verbs yani yardımcı fiiller arasında, bir cümleyi reported speech’e dönüştürülürken değişime uğrayanlar ve kendi gibi kalanlar bulunmaktadır. Cümleleri dolaylı anlatıma dönüştürürken kendileri de değişime uğrayan bazı yardımcı fiiller şu şekilde;
- Can: Could
- May (olasılık anlamında ise): Might
- May (izin anlamında ise): Could
- Shall: Should
- Must: Must / Had to
- Will: Would
- Needn’t: Needn’t/ Didn’t need to/ Didn’t have to
Bu modal verbs yani yardımcı fiillerin aksine hem direct speech’te hem de reported speech’te aynı şekilde kullanılan bazı yardımcı fiiller ise şu şekilde;
Might, could, should, ought, would, must not (musn’t)
Konu ile ilgili cümle örneklerini beraber inceleyelim;
- Direct speech örneği: Meltem: “We can use cold water instead of warm water”. (Meltem: “Sıcak su yerine soğuk su kullanabiliriz.)
Indirect speech dönüşümü: Meltem stated that they could use cold water instead of warm water. (Meltem, soğuk su yerine sıcak su kullanabileceklerini söyledi.)
- Direct speech örneği: “You may meet with my boyfriend today”, said my cousin. (Bugün erkek arkadaşım ile tanışabilirsin, dedi kuzenim.)
Indirect speech dönüşümü: My cousin stated that I might meet with her boyfriend that day. (Kuzenim, o gün erkek arkadaşı ile tanışabileceğimi ifade etti.)
- Direct speech örneği: She said “Their office must be located in Ankara”. (O, ‘Onların ofisleri Ankara’da olmalı’ dedi.)
Indirect speech dönüşümü: She said that their office had to be located in Ankara. (Onların ofislerinin Ankara’da olması gerektiğini ifade etti)
Direct speech örneği: He said “It must be hard to understand an angry friend sometimes.” ( O dedi ki, “Bazen sinirli bir arkadaşı anlamak zor olmalı.)
Indirect speech dönüşümü: He said that it must be hard to understand an angry friend sometimes. (Sinirli bir arkadaşı anlamanın bazen zor olacağından söz etti.)
- Direct speech örneği: She said “If the electricity is used mistakenly, he shall get hurt”. (O dedi ki, ‘Elektrik yanlış kullanılırsa, o zarar görebilir / incinebilir.)
Indirect speech dönüşümü: She said that If the electricity was used mistakenly, he would get hurt. (Eğer elektrik yanlış kullanılırsa, onun zarar görebileceğini / incinebileceğini söyledi.)
- Direct speech örneği: Remzi said, “I will fix the television”. (Remzi dedi ki, “Ben televizyonu tamir edeceğim.”)
Indirect speech dönüşümü: Remzi said that he would fix the television. (Remzi televizyonu tamir edeceğini söyledi.)
- Direct speech örneği: She said “I can speak Bengali very well.” (O dedi ki, “Ben Bengalce’yi çok iyi konuşurum.”)
Indirect speech dönüşümü: She said that she could speak Bengali very well. (O, Bengalce’yi çok iyi konuşttuğunu ifade etti.)
- Direct speech örneği: They said “Halis may call you.” (Onlar dedi ki, “Halis sizi arayabilir.”)
Indirect speech dönüşümü: They said that Halis might call us. (Halis’in bizi arayabileceğini söylediler.)
- Direct speech örneği: I said to her “You must finish your work.” (Ben ona dedim ki, “İşini bitirmen gerekir.”
Indirect speech dönüşümü: I said that she had to finish her work. (Ona işini bitirmesi gerektiğini söyledim.)
- Direct speech örneği: “The teachers would help you if you needed any help in the exam”, Çetin stated. (Çetin şöyle ifade etti, “Sınavda, eğer herhangi bir yardıma ihtiyacın olursa öğretmenler sana yardım edecektir.)
Indirect speech dönüşümü: Çetin said that the teachers would have helped me if I had needed any help in the exam. (Çetin, eğer sınavda herhangi bir yardıma ihtiyacım olursa öğretmenlerin bana yardımcı olabileceğini söyledi.)
Dolaylı Anlatımda Soru Kalıpları – Reported Speech Questions
Reported questions olarak da adlandırabileceğimiz dolaylı anlatım soru kalıpları arasında kısa cevaplar ile cevaplanan sorular ve wh- soruları gibi farklı kalıplar bulunmaktadır. Yes / no questions dediğimiz kalıplar genellikle kısa cevap kalıpları arasında kendine bir yer bulur. Her iki kalıp için de farklı durumlar olmakla beraber, tüm kalıplar için ortak olan şey şudur; soru kalıplarında söylemek anlamına gelen ‘say’ fiili yerine, sormak ya da istemek, rica etmek anlamlarına gelen ‘ask’ fiili veya ‘wonder’ , ‘want to know’ gibi kalıplar kullanılmaktadır.
Soru cümlelerini reported speech’e dönüştürebilmek adına izlenmesi gereken iki adım vardır. Bunlardan ilki cümleyi soru kalınından kurtarmak, bir diğer ise zaman olarak bir geçmiş zamana gitmek. Bir cümleyi soru kalıbından kurtarmak şu şekilde mümkün;
She said, “How do you watch your favourite Tv show?” (O dedi ki, “En sevdiğin televizyon programını nasıl izliyorsun?)
How do you watch your favourite Tv show? cümlesi bir soru cümlesidir, gördüğünüz gibi soru işareti ile tamamlanmaktadır. Bahsi geçen cümlenin dolaylı soru yani reported question olarak dönüştürülmesi için, ask, want to know, inquire, wonder gibi fiillerden yararlanmamız gerekmektedir. Bu fiiller arasında sıklıklar kullanılan ask fiilidir.
She asked how I got along with him. (Onunla nasıl anlaşabildiğimi / anlaştığımı sordu.)
Cümleyi reported questions olarak yeniden oluşturduğumuzda, cümle artık bir soru cümlesi olmaktan çıkıyor, dolayısıyla soru işareti ile de beraber kullanılmıyor. Bu dolaylı soruya dönüştürme işlemi ile cümlenin asıl yükleminin ‘sordu’ olmasını sağladık.
Dolaylı soru haline getirilen cümlenin başında bir soru kelimesi bulunuyorsa, cümleyi ilk olarak düz bir cümle formuna ulaştırmalı, daha sonra da bir zaman geçmişe gitmeliyiz.
- Direct speech örneği: Where have you been to, Serra?” Mathilda asked. (Mathilda, “Neredelerdeydin, Serra?” diye sordu.)
Indirect speech dönüşümü: Mathilda asked Serra where she had been to. (Mathilda, Serra’ya nerede olduğunu sordu.)
- Direct speech örneği: Tanya said, “Why is Serra angry with you?.” (Tanya, “Serra sana neden kızgın?” diye sordu)
Indirect speech dönüşümü: Tanya inquired why Serra was angry with me. (Tanya, Serra’nın neden bana kızgın olduğunu sordu.)
- Direct speech örneği: Tanya said, “How old are you?” (“Kaç yaşındasın?” dedi Tanya.)
Indirect speech dönüşümü: Tanya asked how old I was. (Tanya, kaç yaşında olduğumu sordu.)
Dolaylı soru haline getirilen cümle eğer bir yes / no question yani Türkçe anlamı ile bir evet / hayır sorusu ise, ask fiilinin ardından cümleye if ya da weather katmamız gerekmektedir. Bunlara ek olarak da zaman anlamında bir zaman geriye gitmemiz gerekir. Yes / no questions cevapları muhakkak evet ya da hayır ile başlar ve bu tarz sorularda cümlenin başında mutlaka bir yardımcı fiil bulunur.
- Direct speech örneği: “Were you excited?” she said. (“Heyecanlı mıydın?” dedi.)
Indirect speech dönüşümü: She wondered if I had been excited. (Heyecanlı olup olmadığımı merak etti.)
- Direct speech örneği: “Did anybody eat there?” he said. ( “Orada kimse yemek yedi mi ?” dedi.)
Indirect speech dönüşümü: He asked whether anybody had eaten there. (Orada kimsenin yemek yiyip yemediğini sordu.)
- Direct speech örneği: “Will he write to me tonight?” she said. (“Bana bu gece mesaj atacak mı?” dedi.)
Indirect speech dönüşümü: She asked if he would call her that night. (Ona bu gece mesaj atıp atmayacağını sordu.)