Birçoğunuz Woody Allen’ın kim olduğunu bilirsiniz, oldukça ünlü bir yönetmendir kendisi. Ancak yalnızca yönetmen de değil Woody Allen, aynı zamanda bir komedyen, yapımcı, yazar ve direktör. Annie Hall ve Manhattan filmleri en çok bilinen filmlerdendir. Ayrıca Woody Allen oldukça iyi bir klarnet çalgıcısıdır.
Woody Allen 1935’te New Work Brooklyn’de doğmuştur. Amerikan bir film yönetmeni, oyuncu ve senaristtir. Yani filmlerini hem yazıp hem yönetmesiyle başarı elde etmiştir. Filmlerinde genellikle romantik komedi, parodiler ve zeki diyaloglar yapar. Filmlerinde güçlü kadın karakterler vardır. Academy Award ödülünün ve daha birçok ödülün de sahibidir. Upuzun hayatı boyunca oldukça üretken bir insan olmuş ve şu ana kadar 48 film çekmiş, 15 tane de tiyatro oyunu yazmıştır. Şu anda 84 yaşındadır ve 1954 yılından beri çalışmaktadır.
Aynı zamanda Woody Allen’ın özel hayatı da filmleri kadar konuşulmuş ve uzun süre magazinden düşmemiştir. Woody Allen, Mia Farrow’la olan evliliğinde evlat edindikleri manevi kızıyla daha sonraları ilişki yaşamıştır, Woody Allen’ın bir diğer manevi kızı ise babasının ona çocukken cinsel tacizde bulunduğunu ileri sürmüş ve dava açmıştır. Woody Allen ise bu suçlamaları reddetmektedir.

Woody Allen Sözleri
Woody Allen zeki esprileri ve herkesten farklı fikirleri ile bilinir. Woody Allen’ın sözlerinin birçoğunu duymuş olabilirsiniz, ama belki de ona ait olduğunu bile bilmiyorsunuzdur. Woody Allen’ın sözlerinden bazılarını sizin için derledik.
- “Life doesn’t imitate art, it imitates bad television.” (Hayat sanatı taklit etmez, kötü televizyonu taklit eder.)
- “If you want to make God laugh, tell him about your plans.” (Tanrıyı güldürmek istiyorsan, ona planlarından bahset.)
- “Men learn to love the woman they are attracted to. Women learn to become attracted to the man they fall in love with.” (Erkekler çekici buldukları kadını sevmeyi öğrenir. Kadınlar aşık oldukları adamı çekici bulmayı öğrenir.)
- “My one regret in life is that I am not someone else.” (Hayattaki tek bir pişmanlığım başka birisi olmayışımdır.)
- “To love is to suffer. To avoid suffering one must not love. But then one suffers from not loving. Therefore, to love is to suffer; not to love is to suffer; to suffer is to suffer. To be happy is to love. To be happy, then, is to suffer, but suffering makes one unhappy. Therefore, to be happy one must love or love to suffer or suffer from too much happiness.” (Sevmek acı çekmektir. Biri acı çekmekten kaçınmak için sevmemelidir. Ama böylece kişi sevmemekten acı çeker. Bu yüzden sevmek acı çekmektir, sevmemek de acı çekmektir, acı çekmek de acı çekmektir. Mutlu olmak sevmektir. Mutlu olmak için, böylece, acı çekmelisin, ama acı çekmek kişiyi mutsuz eder. Bu yüzden, mutlu olmak için sevmelisin ya da acı çekmek için sevmelisin, ya da fazla mutluluktan acı çekeceksin.)
- “I’m not anti-social. I’m just not social.” ( Anti sosyal değilim. Sadece sosyal değilim.)
- “Sex is the most fun you can have without laughing.” (Seks gülmeden yapabileceğin en eğlenceli şeydir.)
- “I don’t want to achieve immortality through my work; I want to achieve immortality through not dying. I don’t want to live on in the hearts of my countrymen; I want to live on in my apartment.” (Ölümsüzlüğe işimle ulaşmak istemiyorum; ölümsüzlüğe ölmeyerek ulaşmak istiyorum. Yurttaşlarımın kalplerinde yaşamak istemiyorum, kendi apartmanımda yaşamak istiyorum.)
- “I feel that life is divided into the horrible and the miserable. That’s the two categories. The horrible are like, I don’t know, terminal cases, you know, and blind people, crippled. I don’t know how they get through life. It’s amazing to me. And the miserable is everyone else. So you should be thankful that you’re miserable, because that’s very lucky, to be miserable.” ( Anlıyorum ki hayat korkunç ve acınası olarak ikiye ayrılmış. Bu iki kategori. Korkunç olanlar, ne bileyim, en uç vakalar, işte, körler, sakatlar falan. Hayatı nasıl geçirdiklerini bilmiyorum. Bana şaşırtıcı geliyor. Ve acınası olanlar da diğer herkes. Acınası olduğun için şükretmelisin, çünkü bu çok şanslı bir şey, acınası olmak. )
- “Confidence is what you have before you understand the problem.” ( Özgüven sorunu anlamadan önce sahip olduğundur.)
- “There are two types of people in this world, good and bad. The good sleep better, but the bad seem to enjoy the waking hours much more.” (Bu dünyada iki tip insan vardır, iyi ve kötü. İyiler daha iyi uyur, ama kötüler uyanma saatlerinden çok daha fazla zevk alır.)
- “To you, I’m an atheist. To God, I’m the loyal opposition.” (Senin için, ben bir ateistim. Tanrı için, sadık bir direniş.)
- “In my next life I want to live my life backwards. You start out dead and get that out of the way. Then you wake up in an old people’s home feeling better every day. You get kicked out for being too healthy, go collect your pension, and then when you start work, you get a gold watch and a party on your first day. You work for 40 years until you’re young enough to enjoy your retirement. You party, drink alcohol, and are generally promiscuous, then you are ready for high school. You then go to primary school, you become a kid, you play. You have no responsibilities, you become a baby until you are born. And then you spend your last 9 months floating in luxurious spa-like conditions with central heating and room service on tap, larger quarters every day and then Voila! You finish off as an orgasm!” (Gelecek hayatımı tersine yaşamak istiyorum. Ölü başlarsın ve bunu aradan çıkarırsın. Sonra bir huzurevinde her gün daha iyi hissederek uyanırsın. Fazla sağlıklı olduğun için ordan atılırsın, emekli aylığını çekersin, ve sonra işe başlarsın, altın bir saat alırsın ve ilk gününde partiye katılırsın. Emekliliğinden zevk alacak kadar genç olana dek 40 yıl çalışırsın. Partilersin, alkol alırsın ve genel olarak herkesle yatarsın, böylece lise için hazırsın. Sonra ilkokula gidersin, çocuk olursun, oynarsın. Sorumluluğun yoktur, doğana dek bir bebek olursun. Ve sonra son 9 ayını lüks bir spa ortamında ısıtmalı, oda servisli , her gün genişleyen bir odada süzülerek geçirirsin ve Voila! Bir orgazm gibi tamamlanırsın!”
- “The talent for being happy is appreciating and liking what you have, instead of what you don’t have.” (Mutlu olma yeteneği sahip olduklarına değer verip sevmektir, sahip olmadıkların yerine.)
- “What if everything is an illusion and nothing exists? In that case, I definitely overpaid for my carpet.” (Ya her şey bir illüzyonsa ve hiçbir şey varolmuyorsa? İşte o zaman, kesinlikle halım için fazla ödemişim demektir.)
- “God is silent. Now if only man would shut up.” (Tanrı sessiz. Keşke insanlar da çenesini kapasa.)
- “I think crime pays. The hours are good, you meet a lot of interesting people, you travel a lot.” (Suç karşılığını veriyor bence. Saatler sonsuz, bir sürü ilginç insanla tanışıyorsun, bol bol seyahat ediyorsun.)
- “There have been times when I’ve thought of suicide but with my luck it’d probably be a temporary solution.” (İntiharı düşündüğüm zamanlar oldu ama benim şansımla muhtemelen bu geçici bir çözüm olurdu.)
- “What a world. It could be so wonderful if it wasn’t for certain people.” (Ne dünya ama. Sadece belli insanlar için olmasa çok muhteşem bir yer olurdu.)
- “It’s not that I’m afraid to die, I just don’t want to be there when it happens.” (Ölümden korkmuyorum, sadece gerçekleştiğinde orada olmak istemiyorum.)
- “Eternal nothingness is fine if you happen to be dressed for it.” (Sonsuz hiçlik onun için hazırlanırsan iyi bir şeydir.)
- “Curiosity, that’s what kills us. Not muggers or all that bullshit about the ozone layer. It’s our own hearts and minds.” (Merak, bu bizi öldüren şey. Ne soyguncular ne de ozon tabakası hakkındaki saçmalıklar. Sadece bizim kalplerimiz ve zihinlerimiz.)
- “I can levitate birds. No one cares.” (Kuşları uçurabiliyorum ama kimsenin umrunda değil.)
- “I hate reality but it’s still the best place to get a good steak.” (Gerçeklikten nefret ediyorum ama yine de hala iyi bir biftek yemek için en iyi yer.)
- “I don’t know enough to be incompetent.” (Beceriksiz olmak için yeterince bilmiyorum.)
- “Talent is luck. The important thing in life is courage.” (Yetenek şanstır. Hayatta önemli olan cesarettir.)
- “I love nature, I just don’t want to get any of it on me.” (Doğayı seviyorum, sadece bulaşmak istemiyorum ona.)
- “I was thrown out of college for cheating on the metaphysics exam; I looked into the soul of the boy sitting next to me.” ( Üniversiteden metafizik sınavında kopya çektiğim için atıldım; yanımda oturan çocuğun ruhuna bakıyordum.)
- “To me there’s no real difference between a fortune teller or a fortune cookie and any of the organized religions. They’re all equally valid or invalid, really. And equally helpful.” (Benim için bir falcı ya da şans kurabiyesi ya da herhangi bir organize din arasında hiçbir fark yok. Eşit derecede geçerli ve geçersizler, cidden. Ve eşit derecede yararlılar.
- “The man who said ‘I’d rather be lucky than good’ saw deeply into life. People are afraid to face how great a part of life is dependent on luck. It’s scary to think so much is out of one’s control. There are moments in a match when the ball hits the top of the net and for a split second it can either go forward or fall back. With a little luck it goes forward and you win. Or maybe it doesn’t and you lose.” – (İyi olacağıma şanslı olurum diyen adam hayatı çok iyi anlamıştır. İnsanlar hayatın ne kadar büyük bir kısmının şansa bağlı olduğuyla yüzleşmekten korkuyorlar. Birçok kısmının kontrol dışı olmasını düşünmek korkutucu. Bir maçta topun ağın üstüne çarpıp bir saniyede içeri girdiği ya da geri sektiği anlar vardır. Biraz şansla top ağa girer ve kazanırsın. Belki de girmez ve kaybedersin.)
- “We’re worth a lot of dough. Whatever you see is antiques. This thing here. This is from — I don’t remember exactly. I think it’s the Renaissance or the Magna Carta or something. But that’s where it’s from.” (Aslında biz bayağı para ederiz. Gördüğün her şey antika. Bu mesela. Bu, tam olarak hatırlamıyorum. Galiba rönesanstan ya da Magna Carta’dan mı neydi, ya da öyle bir şey.)
Woody Allen Hayatı Özeti
“Born Allen Stewart Konigsberg on December 1, 1935, in Brooklyn, New York and as an actor, director and screenwriter Woody Allen legally changed his name to Heywood Allen when he was 17 years old. Coming from an often volatile and loud Jewish middle-class family in the Midwood section of Brooklyn gave Allen all the material he needed to start writing monologues and performing stand-up comedy while still in high school. His early life of turmoil in an overcrowded apartment would ultimately give him years of fodder for what would become a prolific and award-winning career in motion pictures and screenwriting. It would also give him an intense need for solitude later in life.”
“Allen Stewart Konigsberg olarak 1 Aralık 1935’te New York City, Brooklyn’de dünyaya geldi ve bir aktör, direktör ve senaryo yazarı olarak Woody Allen ismini 17 yaşında yasal olarak Heywood Allen’a çevirdi. Brooklyn Midwood’da hoppa ve gürültücü bir orta sınıf Yahudi ailesinden gelen Allen monolog yazmak ve lisede stand up komedi yapmak için gereken tüm materyale sahipti. Erken yaşamında fazla kalabalık bir apartmanın gürültüsü sonunda ona hareketli resimler ve senaryo yazarlığında ödüllü kariyeri ve üretkenliği için seneler verecekti. Bu durum ayrıca ona ileriki hayatında yalnızlığa derin bir özlem ihtiyacı da verecekti.”
Woody Allen Filmleri
- What’s Up, Tiger Lily? (1966) · (N’aber, Kaplan Lily (1966) )
- Casino Royale (1967) · (Asil Gazino)
- Take the Money and Run (Parayı Al ve Kaç) (1969)
- Men of Crisis: The Harvey Wallinger Story (1971) · (Krizin Adamları: Harvey Wallinger’in Hikâyesi)
- Bananas (1971) · (Muzlar)
- Everything You Always Wanted to Know About Sex *But Were Afraid to Ask (Seks Hakkında Bilmek İstediğiniz Her Şey) (1972) ·
- Sleeper (1973) · (Uykucu)
- Love and Death (1975) ·(Aşk ve Ölüm)
- Annie Hall (1977) ·(Annie Hall)
- Interiors (1978) (İç Dünyalar)
- · Manhattan (1979) (Manhattan)
Stardust Memories (1980) (Yıldız Tozu Hatıraları) - · A Midsummer Night’s Sex Comedy (1982) ·(Bir Yaz Gecesinin Seks Komedisi)
- Zelig (1983) (Zelig)
- · Broadway Danny Rose (1984) · (Broadway Danny Rose)
- The Purple Rose of Cairo (Kahire’nin Mor Gülü) (1985)
- · Hannah and Her Sisters (1986) (Hannah ve Kız Kardeşleri)
- ·Radio Days (Radyo Günleri) (1987)
- · September (1987) (Eylül)
- · Another Woman (1988) · (Başka Bir Kadın)
- New York Stories (1989) (New York Hikayeleri)
- · Crimes and Misdemeanors (1989) (Suçlar ve Kabahatler)
Alice (1990) · (Alis) - Shadows and Fog (Gölgeler ve Sis) (1992) ·
- Husbands and Wives (Kocalar ve Karılar) (1992) ·
- Manhattan Murder Mystery (1993) (Manhattan Cinayeti Gizemi)
- ·Bullets Over Broadway ( Broadway Üzerinde Kurşunlar) (1994)
- · Don’t Drink the Water (1994) (Suyu İçme)
- · Mighty Aphrodite (1995) (Güçlü Afrodit)
- · Everyone Says I Love You (1996) (Herkes Seni Sevdiğimi Söylüyor)
- · Deconstructing Harry (Yaramaz Harry) (1997)
- · Celebrity (1998) (Ünlü)
- · Sweet and Lowdown (1999) (Tatlı ve Kirli)
Small Time Crooks (2000) (Ufak Sahtekarlıklar) - · The Curse of the Jade Scorpion (2001) · (Jade Scorpion’un Laneti)
- Hollywood Ending (2002) · (Hollywoodvari bir Son)
- Anything Else (2003) · (Diğer Her Şey)
- Melinda and Melinda (2005) (Melinda ve Melinda)
- · Match Point (Maç Sayısı) (2005)
- · Scoop (2006)
- ·Cassandra’s Dream (Cassandra’nın Rüyası) (2007)
- · Barselona, Barselona (2008)
- Whatever Works (Kim Kiminle Nerede?) (2009)
You Will Meet a Tall Dark Stranger …(Uzun Boylu Esmer Adam) (2010) · - A Midnight in Paris (Paris’te Gece Yarısı) (2011) ·
- To Rome with Love (Roma’ya Sevgilerle) (2012)
- Blue Jasmine ·( Mavi Yasemin) (2013)
- ·Magic in the Moonlight (Sihirli Ay Işığı) (2014) ·
- Irrational Man (Mantıksız Adam) (2015) ·
- Café Society (2016) (Toplum Kafe)
- Wonder Wheel (2017) (Dönme Dolap)